"...
Bir akşam, Bay Krogh aramızdaki masanın üstünde duran yüksek, gümüş şamdanın mumlarını yaktığında cesaretimi toplayıp "Bay Krogh," diyorum., "ben çocukken şiir yazardım." Gülümsüyor ve "evet," diyor, "ve onları bana göstermek istiyorsun, öyle değil mi?" Ondan ne istediğimi tahmin ettiği için yüzüm kızarıyor. Bunu nereden bildiğini soruyorum. "Eh," diyor, "o olmasa, başa bir şey olurdu. İnsanlar hep birbirlerinden bir şey isterler ve senin, beni bir şey için kullanmak istediğini hep biliyordum." Bunu yadsıyan bir hareket yaptığımda "bundan yadırganacak bir şey yok ki," diyor, "gayet doğal. Ben de senden bir şey istiyorum herhalde." "Ne gibi?" diye soruyorum. "Öyle belli bir şey değil." Uzun ince piposunu ağzından çıkarıyor. "Ben eksantrik tip biriktiriyorum, farklı olan insanları, garip vakaları. Şiirlerini okumak isterim. Sırtıma vursana." Sonuncusunu kesik kesik söylüyor, yüzü masmavi kesiliyor. Her vuruşumda öksürüyor ve kolları yeke sarkacak şekilde öne eğiliyor. Acaba nedir hastalığı? Ölümcül mü diye sormaya cüret edemiyorum ama hemen ertesi akşam, şiir defterimle koşa koşa onu görmeye gittiğimde, çoktan bu dünyadan göçmüş olacağına neredeyse eminim. Göçmemiş ve kahve masasının başına oturduğumuz anda, onun gibi en iyi şiirleri okumaya alışık birinin ümidinin boşa çıkacağından korka korka, defteri ona uzatıyorum. Piposunu masaya bırakıyor ve defterin sayfalarını çevirirken, ben yüzünü dikkatle izliyorum."
-tove ditlevsen
(çeviri: leyla tamer)
monokl edebiyat
Paylaşım için teşekkürler :)
YanıtlaSilbir şey değil..
SilDanzon senden görerek üçlemeyi merak edip sipariş verdim ama iki tanesi
YanıtlaSilvardı alırken. Geldiler şimdi ve sıraya koydum okumak üzere. Acaba kendi içlerinde sıralaması
var mı ki?
sanırım henüz üçüncüsü çevrilmedi..
Silbirbirinden bağımsız okunabilir, ama aynı kişinin hikayesini anlatıyor, dolayısıyla sırayla okumak daha iyi..
‘insanlar hep birbirlerinden bir şey isterler’ out, ‘ben eksantrik tip biriktiriyorum’ in.
YanıtlaSil