şemsiyeler değil de ağaçlar altında oturulabilecek/yatılabilecek ve kum değil taşlı kumsalları, sığ değil derin denizleri seviyorum. kokkari'nin 500 metre batısındaki tsamadou plajı tam da böyle bir sahildi. tsamadou'dan önce limonaki de var ve inmemiş olsam da yukardan gördüğüm kadarıyla o da tsamadou'ya benziyor ama ben dört gün boyunca tsamadou'dan ayrılamadım.
limonaki gibi tsamadou da taşıt yolundan çok aşağıda; çam ağaçlarının arasındaki dik merdivenlerle iniliyor.
uzun sahili olan bir koy. koyun doğu kısmı çıplaklar plajı, orta kısmı herkese açık, batı kısmı ise öğleden sonra 2'den itibaren cıstak cıstak müzik çalan yerleri sevenler için. neyse ki müziğin sesi çok açık değil, orta kısımda oturan bizlere bile çok gelmiyordu, rahatsız etmedi.
sadece batı tarafındaki müzik değil, doğu tarafındaki çıplaklar da rahatsız edici değil. çünkü yunan adalarının ve yunanistan'ın bence en canalıcı özelliği olarak; herkes çok doğal, kimse kimseye bakmıyor ve karışmıyor, kimse kimsenin özgürlük sınırlarına tecavüz etmiyor. böyle olunca da ne müzik, ne çıplaklık ne de başka bir şey dokunuyor; her şey karşılıklı saygıyla ve anlayışla yürüyor.
sahilin orta ve doğu kısımlarına bakan çok tatlı, nüktedan, sıcakkanlı bir görevli vardı, yorgos; hem şezlong-şemsiye ücretlerini topluyor hem de yol kotundaki lokantanın menüsünden seçtiğiniz ve monşarjla aşağı indirilen yemekleri size getiriyor.
dört gün boyunca herkesle olduğu gibi bizimle de çok güzel iletişim kurdu; sıcağın alnında şarkı söyleyerek, etraftakilere laf atarak dolaşan, yaptığı işten mutlu bir adamdı yorgos; dört gün sonunda gittiğimizi öğrenince, size bal getireceğim dedi ve kendi kovanlarından bir kavanoz balı bize hediye etti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder