28 Şubat 2020 Cuma

on soruluk sohbetler 11: mette edvardsen

Norveçli koreograf, dansçı ve performans sanatçısı Mette Edvardsen, Arter’in Selen Ansen küratörlüğündeki performans programının "katılma" bölümü kapsamında, 15 ve 16 Şubat’ta İstanbul’a misafir oldu. Sanatsal pratiği kapsamında yazma eylemine de odaklanan Edvardsen’in oslo adlı işi biz seyircilere minimal malzemeyle çok şey ifade etmekte yetkin, ışık ve koro vokallerinin önemli bir yer işgal ettiği "Nordik" bir deneyim yaşattı. Edvardsen’in Norveçli olmasından da ötürü ilk başta akla Oslo şehrini getirtmiş olsa da aslında oslo, aynı zamanda sanatçının bu "solo" işinin bir anagramı. Dilin sınırlarını ve imkanlarını hem gerçek hem de hayali bir mekânsal düzlemde sorgularken Edvardsen, oslo ile bizleri, varılması gereken hedefi kaybettiğimiz anda ortaya çıkan ve aslında çok daha değerli olan bir yolculuğa çıkardı. Mesafeli ancak samimi, minimal ancak mizahi, varoluşçu bir yaklaşıma sahip ancak odadaki diğer insanlarla beraber bizlerde ritüeli andıran kolektif bir deneyim duygusu yaratan oslo'da, "bir odaya girdik" ve hem kendi mevcudiyetlerimizin hem de (Wittgenstein’in söylediği gibi) sınırları dünyamızın sınırlarını belirleyen "dil"in hareketinin tadını çıkardık. Henüz o odaya girmemişken ise Edvardsen’e sorduğumuz sorularla sizler için kendisini daha yakından tanımaya çalıştık

Ayşe Draz & Mehmet Kerem Özel


Fotoğraf: Antero Hein 


Performansın özü sizce nedir? Çağdaş performansı günümüzde nasıl tanımlarsınız?
Bence performans bir dinleme biçimi. Şimdiki zamanda mevcut olma halinin ve mekânı paylaşmanın kendine has bir yanı var. Bu gerçekten harika bir şey olabilir. Performans diğer alanları mümkün kılıyor.

Sanatın dönüştürücü gücüne inanıyor musunuz? Nasıl?
Evet, ama bu tekil bir jest, kendi başına bir operasyon değil. Bu bir süreç, sürekli olarak yakından ilgilenilmesi gereken bir şey.

Dünyanın günümüzdeki halini/gidişatını her anlamda göz önünde bulundurduğunuzda, bir sanatçı olarak sizin için en önemli konu hangisi?
Devam etmek. 

Bir iş üretirken hangi kaynaklardan beslenir, nelerden ilham alırsınız? Rüyalarınızın işleriniz üzerinde etkisi var mı?
Uyurken ve rüya görürken bir çok şey yaptığımıza inanıyorum. Bazı rüyalar işlerime dahil olabilir ama bu bir olgu veya durum olarak rüya görmekle ilgili olduğu anlamına gelmez. Ayrıca bana ilham veren birçok şey var ve bazı işlerim için belirli kaynaklardan söz edebilirim. Bu, belirli bir işi mümkün kılmak, hakkında birlikte düşünmek üzere konuşma ortakları, içinden bakacak bir lens bulmakla ilgili. 

Eğer zaten halihazırda bir adı yoksa, üzerinde çalışmış olduğunuz bir yapıta adını vermeye ne zaman karar veriyorsunuz?
Bazen yapıtın adı başlarken vardır, diğer zamanlarda ise çalışırken gelir. Genellikle bu sürecin oldukça erken bir aşamasında oluyor. Ancak bir seferinde, bir yapıtın prömiyerine iki hafta kala adını değiştirmem gerektiğini, hali hazırdaki adın artık ona uygun olmadığını anladım. 

Söyleşinin devamını okumak için tıklayın: unlimited

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder