kişi: memet ali alabora, oyun: "muhabir"
1.5 saat boyunca aile anılarını, babasının veya başkalarının anlattığı tiyatro hikayelerini, kendisinin 17.5 yaşında başladığı muhabirlik maceralarını dinledik alabora'dan. kendisi "kitaplı" olmasına rağmen "alaylı" üslupla anlattı bu hikayeleri. zaman zaman güldük, eğlendik, bazen oyun başlarken ikram ettiği şaraptan bir yudum aldık, bazen de o yudum boğazımıza takıldı, kaldı!
anlamalıydık babasının dayısı selahattin pınar'dan nihavend bir beste çaldığında... "damdaki kemancı" müzikalinin eğlenceli müziğine eşlik eden filistin manzaralarını gördüğümüzde ise memet ali alabora'nın aslında ne anlattığını, mustafa & övül avkıran çiftinin ne yapmak istediklerini idrak etmiştim!
ve böylece başladı alabora'nın kişisel hikayesinin evrensel bir duruşa dönüşmesi. ardı arkası da kesilmedi; cannes sahilindeki üstsüz görüntüsü peşindeki tıfıl muhabirden istanbul gecelerinde a-takımı'nın "deneyimli abisi"nden edinilen haber yapma derslerine kadar, gittikçe içimizi acıtan bir tonda sürdü gitti "muhabir".
eninde sonunda elimdeki şarabı tümden yudumlayamaz oldum, sanki ondan alacağım keyiften utandım!
en son, babannesi "hayat" hanımı ve onunla olan bağını anlattı alabora. sonra da, nasıl yıllar önce yalova'daki yazlıklarını bir bisikletle terk etmişse, bir bisikletle bir kaç tur attıktan sonra terk etti sahneyi.
oyundan önce, fuayede üç kız öğrencime rastladım; sanırım 18-19 yaşlarında olmalılar. memet ali alabora oynadığı için değil, içlerinden birinin proje hocası acilen "garajistanbul'u gör" ödevi verdiği için gelmişlerdi.
memet ali alabora'nın azı tatlı çoğu acı anılarına çocuk dönemleri denk gelmiş bir nesil olarak herhalde anlatılanları masal niyetine dinlemiş olmalılar...
prömiyerini şubat başında avrupa'nın disiplinlerarası festivali "temps d'images" kapsamında rotterdam'da yapmış olan "muhabir" istanbul'daki son iki gösterisini pazartesi ve salı sergileyecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder