21 Aralık 2021 Salı

on soruluk sohbetler 56 : magne van den berg

GalataPerform’un düzenlediği ve Türkiye’nin ilk oyun yazarlığı festivali olma özelliğini taşıyan Yeni Metin Festivali bu yıl onuncu kez 1- 28 Kasım 2021 tarihleri arasında, “nefes” teması odağında, hibrit bir yapıyla hem fiziksel alanda hem de dijitalde gerçekleşti. Festivalde, oyunları Türkçeye çevrilerek sahnelenmiş okumaları gerçekleştirilen uluslararası oyun yazarları ile yaptığımız sohbetlerin sıradaki konuğu Magne van den Berg. 

© Caroline Bijlhi

İyi bir oyunun/oyun yazarlığının özü sizce nedir?
Benim için esas olan bir oyunun içine yerleştiği doğru tonu bulmak… Neredeyse müzik yapmak gibi… İyi bir oyunu benim için iyi yapan, doğru içeriğin doğru formda bulunması … Bunun yanı sıra iyi bir oyunun bana gizlenmiş bir şeyler göstermesi önemli, benim farkında olmadığım şeyler, bir tabu, bir acı ya da konuşulması kolay olmayan rahatsız edici bir hakikat ve de bir oyunda gülüp ağlayacak bir şey olduğunda hoşuma gidiyor.

Sanatın dönüştürücü gücüne inanıyor musunuz? Nasıl?
Sanat, kendimizi ifade edebileceğimiz, en derin korkularımızı ve öfkelerimizi paylaşabileceğimiz güvenli bir sığınak… Öfkenin bir sanatçı için çok güçlü bir itici güç olduğunu düşünüyorum. Bir sanatçı olarak cesur olmalı ve en derin iç görülerinizi paylaşmalısınız. Seyirciye gelince, sanat iyileştirici olabilir, bu anlamda sanat her zaman insanlar tarafından insanlar için yapılır, yani yalnız kalmazsınız… Bu büyük bir teselli… Sanat dünyayı değiştirebilir mi bilmiyorum ama hakkındaki fikrimizi değiştirebilir ve bu başlı başına iyi bir başlangıçtır.

İnsanlığın küresel ölçekte içinden geçmekte olduğu pandemi süreci sizce gösteri sanatlarını nasıl dönüştürmekte?
Bu zor, henüz bilmiyorum, belki daha küçük bir ölçeğe geri döneriz… Daha az seyirciyle, tiyatroya gittiğimiz saatleri değiştirebiliriz… Daha fazla canlı yayın kullanabiliriz, savunmasızlığımızın daha çok farkına varabiliriz. … Pandemi sanata da saldırabilir… Şu anda Hollanda'da tüm tiyatrolar ve müzeler kapalı, her şey iptal… Çok üzücü… Bu yüzden pandemi sanatın büyük bir düşmanı haline gelebilir…

"Ustam" olarak tanımlayabileceğiniz veya size ilham verdiğini düşündüğünüz biri/leri var mı, varsa kimler?
Tiyatro okulunda benim için çok önemli olan Kas en de Wolf ve Nieuw West/Marien Jongewaard gibi öğretmenlerim vardı, ama Beckett hayatımı güvence altına aldı, bana içsel mücadeleyi kelimelere ve cümlelere nasıl dönüştüreceğimi gösterdi, Thomas Bernhard bana öfkeyi mizaha nasıl dönüştürebileceğimi gösterdi, Pinter bana aynısını ve müzikalitesini gösterdi. David Lynch, A'dan B'ye bir hikâye anlatmakla ilgili kuralları çiğnemek açısından önemliydi. Marguerite Duras, kendi acınızı ve cinselliğinizi kullanmak için önemliydi ve bunun gibi…

Söyleşinin devamını okumak için tıklayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder