© Tine Poppe
İyi bir oyunun/oyun yazarlığının özü sizce nedir?
İyi bir oyunun tiyatro için sorun yaratan bir oyun olduğuna inanıyorum. Yani tiyatro üretimini, bir metnin nasıl sahnelenmesi gerektiğine dair yeniden düşünmeye zorlayabilecek bir oyun. Sonunda, iyi bir oyun seyirciyi yeni şekillerde düşünmeye veya hissetmeye zorlar.
Sanatın dönüştürücü gücüne inanıyor musunuz? Nasıl?
Rahatlatmanın ve rahatsızlık vermenin ikili rolüne inanıyorum. Meşhur bir söz vardır: Sanat rahat olanı rahatsız etmeli ve rahatsız olanı rahatlatmalı. Bence bu, tek bir yapıtın başarabileceği bir şey. Ama tek bir sanat yapıtı büyük bir toplumsal dönüşüme vesile olabileceğine inanmıyorum. Kültür yavaş yavaş, tuğla üzerine tuğla koyarak inşa edilir ve kolayca yıkılabilir de. Ancak, aktif bir sanat alanının üzerine inşa edilmiş güçlü bir kültür, eleştirel düşünce ile toplumdaki güveni dengeleyerek toplumsal dokuyu güçlendirebilir.
İnsanlığın küresel ölçekte içinden geçmekte olduğu pandemi süreci sizce gösteri sanatlarını nasıl dönüştürmekte?
Umarım Netflix dizilerini ve dijital eğlenceyi tüketmek olan yeni alışkanlıklarımıza bağlı kalmayız. Ama bu bir test. Gösteri sanatları, bir gösteriyi seyretmek için harcanan fiziksel çabaya değdiğini kanıtlayabilir mi? İnanıyorum ki kanıtlar.
"Ustam" olarak tanımlayabileceğiniz veya size ilham verdiğini düşündüğünüz biri/leri var mı, varsa kimler?
Bu soru söz konusu olduğunda, ilham veren sanatçılar panteonunu monoteizme tercih ederim. Bununla birlikte, Inger Christensen adında bir Danimarkalı (kadın) şairden çok ilham alıyorum. O, insanın derinliğini ifade etmenin tek yolu olarak acıya başvurmadan, insan ruhunun derinliklerine inme yeteneğine sahipti. Muhteşem yazarlığına rağmen Nobel ödülü almamış olmasını gerçekten kafa karıştırıcı buluyorum.
Söyleşinin devamını okumak için tıklayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder