27 Eylül 2019 Cuma

Keersmaeker ve Brandenburg’lar






Fotoğraflar: Anne van Aerschot

Dünya çağdaş dans dünyasının en önemli yaşayan koreograflarından biri olan Anne Teresa de Keersmaeker aynı zamanda en üretken olanlarından biri. Keersmaeker sadece kendi topluluğu Rosas ile üretiyor ve turneye çıkıyor değil, opera kurumlarıyla da işbirliğine gidiyor. Örneğin, iki yıl önce ilk defa Paris Operası'nda sahnelediği, benim seyrettiklerim arasında en iyi "Cosi Fan Tutte" yorumu olduğunu düşündüğüm yapımı Keersmaeker 2019-20 sezonunda Flaman Operası'na taşıyacak, Rosas ile ise bu sezon, repertuarındaki 10 yapıtını dünyanın farklı şehirlerinde sahneleyecek.

Keersmaeker'in son yıllardaki üretimi arasında en öne çıkanlardan biri, Eylül 2018’de prömiyer yapan “The Six Brandenburg Concertos” (Altı Brandenburg Konçertosu). Geçtiğimiz günlerde açıklanan Alman Tanz dergisinin 2018 Yıllık'ında bu yapıt 25 uluslararası dans eleştirmeni tarafından "Yılın En İyi Gösterisi" seçildi.

Haziran'da Holland Festival kapsamında Amsterdam'da seyretme imkanı bulduğum “The Six Brandenburg Concertos”; klasik, modern ve çağdaş bestelerden pop ve rocka, yapıtlarında müziği yapısal, biçimsel ve dramaturjik açılardan ustaca çözümleyerek harekete tercüme eden Keersmaeker’in, sadece barok müziğin değil genel olarak müziğin ustası Bach’la beşinci buluşması.
Dönem çalgıları kullanan 18 kişilik B’rock Orchestra’nın canlı icrası ve Keersmaeker’in kendi topluluğu Rosas’tan 17 kişilik dansçı ekiple görkemli bir kadrosu olan yapıt, Bach’ın kristalize olduğu kadar sürprizlere açık müziğini bütün müzikal ve dramaturjik nüanslarıyla sahneye taşıyor. Aynı Bach’ın, Brandenburg Konçertoları’yla sanatının bütün hünerlerini gösterdiği ve mükemmelliğe ulaştırdığı müziği gibi, Keersmaeker’in bu yapıtı da onun şimdiye kadar kullandığı bütün koreografik araçların birarada izlenebildiği, sanatsal birikiminin doruk noktası niteliğinde. Şöyle ki, “The Six Brandenburg Concertos” onun “My walking is my dancing” (Yürüyüşüm dansımdır) düsturundan, hareket vokabüleri olarak ani durmalar, ters yöne ani gerilmeler, dönüşler, akıcı kıvrılmalar ve sıçramalara, kalabalık dansçı grubunun gerek ileri geri çizgisel, gerekse farklı yörüngelerde dairesel hareketleriyle boş ve geniş sahne mekanını kullanımından, tasarım olarak duo, trio ve quartet danslarından ziyade herkesin, hareket ederken birbirini etkilese de birbirine değmediği solo danslara, Keersmaeker’in bütün alamet-i farikalarını içeriyordu. Dolayısıyla, Bach’ın ilahi müziği ile Keersmaeker’in soyut, yalın ama etkili koreografisi birleşmiş ve ortaya iki saatlik bir başyapıt çıkmış.

Acaba İKSV barok müzik konserlerinin her daim kapalı gişe olduğu İstanbul Müzik Festivali'ne bu yapımı davet etmeyi düşünmez mi!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder