10 Ağustos 2015 Pazartesi

thasos/taşoz'da dört gün, 02: potos sahili





ilk durak taşoz'un ünlü koylarından potos; adanın batı tarafında, güneybatıya bakan upuzun bir kumsal; devamı pefkari adlı diğer bir uzun kumsala bağlanıyor.
iki katlı evlerden oluşan, tarihi dokusu olmayan, bir ana cadde ve paralelindeki kumsal aksı üzerine yerleşmiş pansiyon, otel, lokanta, hediyelik eşya dükkanları, market-bakkal, fırın, bar, cafe'lerden oluşan bir tatil beldesi..
akşamları herkes bu iki aksta dolaşmaya çıkıyor, alışveriş ediyor, yemek yiyor; piyasa yapıyor..

potos'da anladım ki dünyanın en uluslararası yiyeceği pizza! bir yunan adasında, her ülkeden turisti ağırlayan bir beldede bu kadar çok pizzacıyı, çoğu da iddialı olmak üzere, yanyana ve hepsi de tıklım tıklım dolu görmek insana başka şey düşündürtmüyor zaten.

(bu fotoğraf lokantanın internet sitesinden alındı) 




potos’ta biz iki akşam aynı yerde yedik; çünkü taverna irene bütün lokantalar içinde turistlerden daha çok yunanların doldurduğu; hatta dolup taşan, önünde masa boşalsın diye beklenen tek lokantaydı.
taverna irene'nin bir de müthiş cevval, işine hakim, bütün masaları idare eden ve bütün siparişleri tek başına alan -ama sanırım adı irene olmayan- genç bir kadın garsonu var; enerjisi müthiş...

taverna irene’nin öyle özel bir dekorasyonu, özel bir menüsü yok; tam bir yunan tavernası; her şey var; balık ve meze çeşitleri, her türden et ve spaghetti... biz bir akşam et ve sebze ağırlıklı meze, ikinci akşam deniz ürünlerini tercih ettik; hepsi de lezzetliydi.



taşoz'daki her öğünde retsina şarabı içtik; bu sayede retsina üreten her markayı denemiş biri olarak, daha önceki yıllardan bildiğim mala matina markasının benim zevkime en uygun olanı olduğuna karar verdim; %11 alkol oranıyla diğerleri arasında en düşük olan mala matina hafif, buruk ve yumuşak.
taverna irene'de bir akşam farklı bir retsina deneylim istedik; etiketinin rengi ve şişesinin şekli hoşumuza gittiği için tercih ettiğimiz -georgiadis markasının- ampelicious serisi beğeni listemizde ikinci sıraya yükseldi. üçüncü sırayı ise kourtaki ile tsantali markaları paylaşıyorlar.




potos'un denizine gelirsem: ılık! evet, maalesef öyle! deniz suyu sıcaklığı benim için büyük bir hayal kırıklığıydı!
taşoz, bozcaada'dan bile daha kuzeyde olunca, buz gibi bir denize atlayacağım, ürpererek yüzeceğim diye hayal ederken, hamam suyundan hallice bir sıcaklıkta; hiç üşümeden saatlerce denizde kalabildim. demek ki konumdan ziyade akıntılar rol oynuyor deniz suyu sıcaklığında..

sıcaklıktaki hayal kırıklığına karşılık, deniz inanılmaz berrak ve dibinde inanılmaz güzellikte bir hayat sürüyor.
potos kumsalı kayalık ve taşlıktan oluşuyor; kayalar katman katman çöktükleri için derinliği, perspektifi olan bir deniz dibi hayatı var. çeşit çeşit renk renk balıklar, deniz yıldızları, kestaneler, bitkiler..
şnorkel veya sadece gözlükle bile, hiç sıkılmadan saatlerce bu hayatı takip edebiliyorsunuz; ben öyle yaptım..

kaldığımız yer, potos'un kumsalı ile pefkari'nin kumsalı arasında, biraz gizli kalmış, nispeten sakin bir koydu.
koya bakan evlerin ve iki küçük otelin sakinlerinin kullandığı, dışardan da ancak bilenlerin uğradığı bir yer. sabah 7'de kimsecikler yokken, deniz de süt limanken çok keyifliydi. öğleye doğru kalabalıklaşsa da, potos ve pefkari kumsallarına nispeten yine de tenhaydı.

otelimiz altı odalı nautilus luxury studio idi. kahvaltı dahil hiç bir öğünü olmayan, apart otel mantığındaki odalarda bal ve ev yapımı reçeller, beyaz ve kırmızı birer küçük şişe şarap, ilk sabahki kahvaltı için peynir, salam ve ekmek sizi bekliyor oluyor.
her odanın kendi geniş balkonu/terası olduğu gibi, iki katlı binanın hemen önünde de geniş bir teras var; çam ağaçlarının altında çeşitli oturma olanaklarıyla düzenlenmiş bu terasta denize nazır kahvaltınızı hazırlamanız, gün içinde oturmanız mümkün. isterseniz de şezlong ve şemsiyenizi alıp aşağıdaki kumsala inebiliyorsunuz..



ikinci sabah uyandığımda karşımda bütün haşmetiyle kutsal aynaroz/athos yarımadasını ve dağını görmek ise çok etkileyiciydi.
aynaroz manastırları ile daha geniş bilgi edinmek isteyenler tıklayabilirler

2 yorum:

  1. ooo danzon , nerelere gitmişsin bu yaz yine harika. uzun zamandır blog okumuyordum. şimdi
    yazılarını okuyacağım. yazdın mı bilmiyorum ama buraya olan ulaşımı da
    yazarmısın. iyi tatiller !!

    YanıtlaSil
  2. ulaşımdan bir önceki yazıda bahsettim..
    siz de çok güzel, ilginç, popüler olmayan yerler geziyorsunuz; yazılarınızı keyifle okuyorum; bir gün oralara gidersem diye de aklımdalar :)
    sevgiler..

    YanıtlaSil