bulgakov'un "köpek kalbi" ile başlayıp, çağdaşı yevgeni zamyatin'in "biz"i ile devam ettim, araya hakan günday'dan iki kitap, "zargana" ve "piç"i alıp, turumu chuck palahniuk'un "ölüm pornosu" ile bitirdim.
.
bulgakov (1891-1940)
zamyatin (1884-1937)
"köpek kalbi" ile "biz" 1917 devriminin ardından gelen stalin dönemini zehir zemberek eleştiren, toplumsal-politik hicvi yoğun, iki sivridilli roman. ikisi de bilim-kurgu türünde. bulgakov'unkinin ironik tonu eksik değil. zamyatin'inki ise soğuk, sert ve mesafeli bir distopya örneği.
bulgakov "köpek kalbi"ni 1925 yazmış, roman rusya'da ancak 1987'de basılabilmiş. zamyatin ise "biz"i 1920 yazmış, kitap benzer bir akıbetle rusya'da yasaklanmış, 1950'lerde rusça olarak abd'de basılmış, rusya'da ise ancak 1989'da yayınlanabilmiş.
maalesef iki romanı da özgün dillerinden çevirileriyle okuyamadım. "köpek kalbi"nin haziran 2012 dedalus baskısını hiç tavsiye etmem. kötü bir çeviri olması bir yana, kitap bir sürü basit redaksiyon eksikliği de barındırıyor. şimdiye kadar toplam sekiz kitap basmış bir yayınevinin yayınladığı üçüncü romana daha bir "butik" yaklaşmış olmasını, yani özenmesini beklerdim. "köpek kalbi"nin rusça'dan çevirisi için everest baskısını beklemek lazım.
"biz"in ise piyasada rusçadan çevirisi mevcut; ithaki'den. benim okuduğum, çevirisini ingilizceden algan sezgintüredi'nin yaptığı, versus baskısı da özenli ve düzgün.
.
son kitabı "az" ve ilk romanı "kinyas ve kayra" ile hayran olduğum hakan günday'ın keyfini, 2. ve 3. kitapları "zargana" ve "piç" ile çıkarmaya devam ettim. gerçi ikinci romanı "zargana" beni biraz hayalkırıklığına uğratmadı değil; aynı ilk filmi ile büyük bir çıkış yapıp, ikincisiyle foslayan yönetmenler gibi; "yağmurdan önce"den (before the rain) sonra "toz"u (dust) çeken milcho manchevski örneğin..
manchevski üçüncü filmi "gölgeler" ile de ilk filminin formuna geri dönemediyse de, neyse ki hakan günday üçüncü romanı "piç" ile yine etkileyici olmayı başarıyor. sadece 200 küsur sayfada, belli bir yaşam şeklini/felsefesini benimsemiş dört arkadaşın başından geçenleri canalıcı toplumsal tespitler ve hayran kalınası türkçe kullanımıyla gözler önüne seriyor hakan günday. bir kere daha kendini hayran bıraktırıyor.
.
ve bayram okumalarımı testosteron oranı yüksek, hayli sert, acı ve çıplak bir romanla noktaladım. sırf hakkında soruşturma açıldığı için, desteklemek amacıyla satın aldığım aykırı yayınları'ndan çıkan "ölüm pornosu" (snuff), sadece "dövüş kulübü" filminin uyarlandığı romanın yazarı olarak tanıdığım, aykırı tarzını uzaktan bildiğim chuck palahniuk'un porno endüstrisi üzerinden bütün bir hollywood dünyasına oyuncuların gözünden baktığı sıradışı, sıkı bir kitap. "ölüm pornosu", paul thomas anderson'ın mükemmel ilk filmi "boogie nights"ın edebi versiyonu bir nevi.
romanın özellikle kurgusunun çok başarılı olduğunu da söylemeliyim. ayrıca, funda uncu'nun çevirisi de takdire değer.