zeki demirkubuz'un "kıskanmak" filmi hakkında, filmin hakkını veren bir yazı kaleme almak çok zor. maalesef, daha önce "kıskanmak" da dahil olmak üzere herhangi bir nahid sıkkı örik romanı okumuş da değilim.
"kıskanmak" hakkında fatih özgüven geçen hafta yazdı, bu hafta da (yarın) devam edecek; kapsamlı ve çok yönlü bir yorum/bakış merak edenlere tavsiye ederim.
benim söyleyeceğim tek şey şu olsa gerek: "kıskanmak" çok iyi bir film.
sırf, türk edebiyatında seniha gibi bir kahramanın varlığını, benim gibi ondan habersiz olanlara, tanıtması bir yana, bu kahramanın nergis öztürk tarafından çok çok iyi canlandırılması filmin en önemli artılarından biri.
ayrıca; filmde, yan karaketerler de dahil, kötü oynayan bir oyuncu, yetersiz, çalakalem çizilmiş bir portre yok.
dönem filmi olarak ne diyaloglar, ne mekanlar, ne görüntüler, ne de kostümler bana yadırgatıcı geldi,tam tersine hepsinin çok başarılı olduğunu düşünüyorum. tek çekincem, albinoni'nin "adagio"sunun filmin ana teması olarak kullanılmış olması; demirkubuz daha az bildik bir melodi seçebilirdi.
seniha'nın bıçak sırtı ruh hali, mükerrem'in seniha'ya çaresizlikle haykırdığı "hayatınız boyunca kimseyi incitmemiş bir kişi olarak nasıl olur da içinizde bu kadar kin barındırırsınız" sorusunda saklı. demirkubuz bu sorunun cevabını sadece, seniha'ya eski fotoğraflara baktırarak veya "suç ve ceza" okutarak vermeye çalışmıyor; bence kilit sahne, seniha'yı, öğretmen olduğu ilkokulun duvarındaki dört mevsimi betimleyen çocuk resimleri ile birlikte gösterdiği sekans.
seniha'nın ruh iklimi geniş, sadece kötü veya sadece iyi değil. seniha karton bir karakter hiç değil.
"kıskanmak"da bir dolu sahne var yazılacak, bağlantılar kurulacak, anlamlar yüklenecek... okunacak bir çok alt metni var, satır araları...
örneğin; halit beyin filmin başında kömür madeninde gaz kaçağı araması, ardından kibrit çakması ve bir türlü kibritin yanmaması ile, filmin sonlarına doğru çiftlik evinde karısını araması ve ardından silahını ateşlemesi sahnelerinin arasında öyle bir paralellik var ki; gerilim, şüphe, tetikte olma hali ve kaçınılmaz son bu kadar mı ustaca anlatılır!
KISKANMAK Fragman - Zeki Demirkubuz (Yüksek Çözünürlük) from elmalma brand communication se on Vimeo.
Sevgili Danzon,
YanıtlaSilKıskanmak filmini seyredip seyretmeme kararları arasında gidip geliyordum. Doğrusu afişi ruhumu daraltmıştı (kitap kapakları ne kadar önemli ise benim için afişler de o kadar önemli filmi sevebilmem için...)ama yazını okuduktan sonra muhakkak izlenmeli dedim.
Rehberliğin için teşekkürler.
Ayşenin Kitap Kulübü'nden Aycan
uyarmadı demeyin; afişi gibi filmin kendisi de ruh daraltıcı. zaten romanın/filmin konusu itibariyle böylesi kaçınılmaz.
YanıtlaSilhaklısınız, afişler çok önemli, aynı kitap kapakları gibi; içerikteki özü anlatması bakımından "kıskanmak"ın afişinin de çok doğru bir tasarım olduğunu düünüyorum.
(ilgilenirseniz, filmin sitesinde iki başka afiş çalışması daha var)
Güzel değerlendirmeniz için teşekkürler. Sinema demişken üzücü bir haber vereceğim. İstiklal caddesindeki tek sığınağımız Emek Sineması'nın alışveriş merkezi olması gibi bir ihtimal varmış. Bilgi off the record olsa da Mimarlar Odası çevresinden... Sizin konu ile ilgili bir bilginiz var mı? Eğer doğruysa bu sefer birşey yapmalı, harekete geçmeliyiz.
YanıtlaSilSevgili Danzon;
YanıtlaSilNahid Sırrı Örik'i kitap fuarından yayınevlerinden biri olan Oğlak Yayınlarında gördüğümde zaman tanışmıştım ve Abdülhamit Düşerken'i okumuştum.Bunun ardından Kıskanmak hiç düşünmeden aldığım bir kitap oldu ve film çıkmadan okumalıyım derken hala bitiremedim. Okuduğum kitapların filmlerine ya da seyrettiğim filmlere konu olan kitapları çoğunlukla hayal kırıklığı yaşattığı için gitmem genelde. Ancak sizin yorumlarınıza saygı ve güven duymamdan ötürü sanırım bir istisna yapacağım.
Romanı dediğim gibi daha bitiremedim ama geldiğim yere kadar diyebilirim ki biraz klasik Fransız romanlarını anımsatır bir tadı var.Ancak kişilerin ruh halleri çok başarılı ve gerçekçi geldi.
Seniha'nın kıskançlığının temeli de kitapta çok açık cümlelerle anlatılıyor ve çok elle tutulur nedenler sıralanıyor, filmde de bu böyle mi acaba?Örneğin Halit'in güzel Seniha'nın çirkin olması ve annesinin bunu sözlerle ifade etmesi gibi.
Neyse kendimi kaybettim.Biraz uzun oldu.
Sevgiler
AYSENİNKİTAPKULÜBÜNDEN
Billur
fatih özgüven'in bugünki yazısı (http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazarYazisi&ArticleID=963919&Yazar=FATİH ÖZGÜVEN&Date=12.11.2009&CategoryID=113) tam da sorduklarınıza cevap niteliğinde.
YanıtlaSilözgüven'in yazısından anladığım kadarıyla romanı okuyanlar ve sevenler için film beğenilecek/takdir edilecek seviyeye sahip değil.
ben filmi, görsel ve ruhsal olarak içerdiği bütün karanlığı ile çok beğendim ve ayrıca bana olan güveninize teşekkür ederim, ancak bir istisna yapacaksanız sanırım bu film doğru seçim olmayacak :)
emek sineması hakkındaki gelişmeler konusunda bilgim yok; eğer gerçekse, çok çok çok üzücü!
YanıtlaSilpek bilinmez; emek sineması'nın sokağında hemen ondan önce, yıllardır kapalı olan çok güzel bir tiyatro salonu var.
emek'i alan, aynı yapı adasındaki o yapıyı da almış olmalı. bir taşla iki kuş vurulacak!!!
BİR ŞEYLER YAPMAK LAZIM!
geçen seferki, geniş katılımlı imza kampanyası bu sefer yetmeyebilir...