24 Ekim 2024 Perşembe

sanatçı evleri/atölyeleri 03: alekos fassianos




fassianos'un desenlerinin kullanıldığı manos hadjidakis albüm kapakları ve iç tasarımları
(mehmet kerem özel koleksiyonu)


yunanistan posta idaresi'nin 2008 yaz olimpiyatları için fassianos'a tasarlattığı pul serisi, ilk gün zarfı ve damgası
(mehmet kerem özel koleksiyonu)

alekos fassianos'un figürlerine ilk defa nerede karşılaştım hatırlamıyorum; manos hadjidakis'in albüm kapaklarında mı, 2008 yaz olimpiyat oyunları vesilesiyle yayınlanmış pul serilerinde mi, yoksa atina'ya ilk gittiğim 2008 yılında kaldığım otelin yakınındaki metro durağında mı... 

yıllar sonra, 2023 yazında, ne zaman atina'daki o metro durağının yakınında, fassianos'un henüz o yılın başlarında açılmış olan müzesine gittim, o zaman anladım neden spesifik olarak o metro istasyonunda fassianos'un figürlerinden üretilmiş heykeller var: orası fassianos'un yaşadığı semtmiş meğer. 
müzeyi gezdiğimden beridir blogumda "sanatçı evleri/atölyeleri" serime bu müzeyi katmak istiyordum, ama bir türlü fırsat bulamıyordum yazmak için. ne zaman instagramda önüme fassianos'un 24 ekim'de istanbul'da zeyrek'te çinili hamam'da sergisinin açılacağının bilgisi çıktı, daha da geciktirmeden yazayım artık diye oturdum bilgisayar başına. ha bu arada, laf karışmasın; bahsettiğim atina'daki metro durağı, mahalle ile aynı adı taşıyor: metaxourgio. 







metaxourgio metro durağının çeşitli katlarında ve peron katındaki fassianos tabloları ve heykelleri
(fotoğraflar: mehmet kerem özel, temmuz 2008)

metaxourgio, atina'nın 1950'li, 60'lı yıllarda tiyatro ve sinemalarıyla ünlü, capcanlı bir semti. günümüzde maalesef, istanbul'un aksaray'ı vari bir halde; gözden düşmüş, değeri bilinmeyen, giderek bakımsızlaşmış...
fassianos bu semtte doğmuş, büyümüş. burada dedesinin 1930'larda inşa edilmiş neoklasik stilde, avlulu, kiremitli, kagir bir evi varmış. 1970'lerde bu ev yıkılmış yerine dört katlı bir apartman yapılmış. 80'lerin sonunda fassianos arkadaşı mimar  kyriakos krokos'a burada kendi yapıtlarını içerecek bir müze yapmak istediğini söylemiş. böylece ikisi, bodrum ve ilk iki katı müze, üst katları konut olan yapıyı 1995 yılında bitirmişler.



alekos fassianos'un ilk iki katını kendi müzesine çevirdiği apartman ve müzenin girişi
(fotoğraflar: mehmet kerem özel, temmuz 2023)

girişten itibaren binanın çok hoş detayları var ve belli ki bunlar bizzat fassianos'un tasarımları. dolayısıyla binanın mimari tarzı ve ritmi, fassianos'un sanatının temelini oluşturan estetik ve felsefi ilkeleri yansıtıyor. müzenin internet sitesinde yazdığı üzere "bu da binayı sanatçı ile mimar arasındaki suç ortaklığının, aralarındaki diyaloğun temelini oluşturduğu dünyadaki birkaç müzeden biri haline getiriyor."





 


müze düz ayak girilen zemin kat ve birer alt ve üst kattan oluşuyor. döşemelerde açılan yarıklar sayesinde içerde galeri boşlukları yaratılmış. bu sayede katlar arasında görsel ve işitsel ilişkiler kuruluyor. müzenin mimari olarak en etkili öğelerinden biri katları birbirine bağlayan demirden merdiven. balansmanlı merdiven döşemelere mesnetlendiği için havadaymış gibi duruyor; balansmanından dolayı kıvrımlı olduğu için de hafif bir rüzgarda süzülüyormuş hissini uyandırıyor. 
merdivenin kıvırımlı hali, mekanların ve mekandaki çizgilerin genel ortogonal düzeniyle de hoş bir karşıtlık içerisinde...



 



bodrum katta küçük bir odanın tavanına, kabloları/boruları gizlemek için fassianos bir ejderha tasarlamış.

müzedeki bütün objeler, freskolar, renkler tabii ki fassianos'un zihninden, elinden çıkma...  alan olarak büyük değil ama içerdiği bir sürü detaylarla gezmesi zaman alan, keyif veren küçük bir müze burası. fassianos'un dünyasına girmek için birebir...



müzenin biletiyle birlikte verilen bir broşürü var; aynı müzenin küçük ama içeriği zengin ve tasarımı zevkli olmasıyla koşut şekilde bu broşür de hem içerik, hem tasarım olarak kullanması keyifli ve tatmin edici bir ürün.

hamiş:
atina'nın herhangi bir yerinden önce 2 numaralı kırmızı metro hattı ile metaxourgio durağına gelip, fassianos'un dünyasına yaklaşıp, sonra beş dakika yürüme mesafesindeki müzeye ulaşmak mümkün. hazır bu semte kadar gelmişken, müze yolunda fark edilmemesi imkansız bir sanat eserinden daha bahsetmek istiyorum: 
metro durağından üzerindeki karaiskaki meydanına çıkıldığında etkileyici bir heykelle karşılaşılıyor. imgesi akla hemen ikarus'u getiriyor, yunan mitolojisindeki o ünlü karakteri; güneşe çok yaklaşınca kanatları eriyip düşen.
yuvarlak bir kavşağın ortasındaki geniş alana, nitelikli bir mimari düzenlemeyle yerleştirilmiş heykele yakından bakmak (eğer günlerden bir pazar sabahı değilse) biraz zor ve sorunlu, çünkü ortaya geçmek için herhangi bir yaya geçidi veya ışık yok ve trafik kesintisiz akıyor, dolayısıyla çevik ve dikkatli olmak lazım.
anıtın önündeki yazılardan, yunan alfabesiyle olduğu için, bir şey anlamak mümkün değil. sonradan araştırıp öğrendim: görev başındayken hayatını kaybeden havacılara adanmış bir anıtmış, 2000 yılında metro istasyonunun açıldığı tarihte yapılan düzenlemeyle buraya yerleştirilmiş, heykelin tasarımcısı evangelos moustakas, çevre düzenlemesinin mimarı ioannis moustakas imiş.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder