18 Ekim 2022 Salı

on soruluk sohbetler 78: inez wolters

Türkiye’den ve dünyadan tiyatro, dans ve performans disiplinlerinde üretilen alternatif işlerin yanı sıra atölyelerin, konuşmaların, partilerin yer aldığı ve bu yıl tekrar tamamen fiziksel olarak 17-24 Eylül tarihleri arasında gerçekleşen Istanbul Fringe Festival programının açılış akşamının konuğu LaPiratesse idi. David Bowie’nin farklı karakterlerinden, Benjamin Clementine’in yoğunluğundan ve Sigur Rós’un gerçeküstü büyüsünden etkilenen LaPiratesse İstanbul'lu sanatseverleri de derinden etkileyen performanslarında müzik, konuşma, dans ve görsellerle zengin bir sound yaratıyor. Grubun baş vokalisti Inez Wolters profesyonel bir dansçı ancak kendi deyişiyle "şarkı söylemiyor ama [birçok konuda] söyleyecek bir şeyi var"; örneğin (cinsiyet) eşitliği ve kadınlık hakkında, ama aynı zamanda yoksulluk, yalnızlık, teknolojik ve doğal devrimler hakkında da. Sözü Inez Wolters'e bırakıyoruz...
La Piratesse & Claroscuro Concert Extravagant @ Concertzaal Tilburg, Fotoğraf: Chris Heijmans

Performansın özü sizce nedir?
LaPiratesse bir canlı müzik grubu, ancak biz ona performans grubu da diyoruz çünkü izleyicilere çoğu canlı müzik grubunun sunduğundan farklı bir deneyim yaşatmak istiyoruz. Performans, gösteriye bir müzik konserinden daha fazlasını sunan unsurlar ekliyor. Karakter değişimleri ve kendi yapımımız abartılı kostümler, görseller, konuşulan sözler ve dans gösteriye daha fazla katman ekliyor. Dolayısıyla performansın özü, izleyicinin gözlerini açmak, onları şaşırtmak, onlara düşünecek bir şeyler vermek ve onları yolculuğumuza dahil etmeye çalışmak oluyor.

Sanatın dönüştürücü gücüne inanıyor musunuz? Nasıl?
Hayır demek neredeyse imkansız! Ama evet, aslında LaPiratesse'nin sanatsal imzası dönüşümün gücüne dayanıyor: Her kostümü ve karakteri sahnede canlı olarak değiştirerek sihrin kırılganlığını gösteriyoruz ki bu da, aynı zamanda seyirciyi güçlendiren bir şey.

Bir iş üretirken hangi kaynaklardan beslenir, nelerden ilham alırsınız? Rüyalarınızın işlerinizde etkisi olur mu?
Rüyalardan çok değil, daha çok gündüz rüya görürken ortaya çıkan düşüncelerden etkileniyoruz. Diğer sanatçıların performanslarını izlemek, bir film veya bir duygu çok ilham verici olabiliyor. Öte yandan haberler, politika ve diğer şeyler de, sanatımız aracılığıyla belirli endişeleri veya düşünceleri ifade etmek için bir ilham kaynağı veya enerji motoru olabiliyor.

Sanatınızı etkilediğini düşündüğünüz biri veya bir sanatçı var mı, varsa kim?
David Bowie, özellikle kariyeri boyunca yarattığı tüm farklı sahne karakterleriyle bizim için önemli bir ilham kaynağı. Ayrıca Sigur Ros'un gerçeküstü sihri, sözlerinin ne hakkında olduğunu bilmeseniz bile şarkılarını hissetmenizi sağlıyor olmaları da bize ilham veriyor. Benjamin Clementine de harika bir ilham kaynağı; çok "derin" olan sesi ve melodileri ile bizi sezgisel bir düzeyde güçlendiriyor.

Sohbetin devamını okumak için tıklayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder