20 Mart 2021 Cumartesi

on soruluk sohbetler 31: murat ali cengiz

Performans sanatçısı Marina Abramović ve kurucusu olduğu Marina Abramović Enstitüsü’nün (MAI) Sakıp Sabancı Müzesi’nde 31 Ocak 2020’de açılan Akış / Flux sergisi pandemi nedeniyle uzun bir süre kapalı kaldı, daha sonra alınan önlemlerle, lakin insanların bir mekanda toplanmaya ve bir topluluk oluşturmaya daha temkinli yaklaştığı bir dönemde yeniden ziyarete açıldı. Sergide Abramović’in performanslarının dokümantasyonlarının yer aldığı ana bölüme eşlik eden canlı performans programına, yapılan açık çağrı sonrasında Türkiye’den 12 sanatçı davet edildi. Biz de sergide hem pandemi öncesi hem de pandemi esnasında ‘canlı’ performansları ile yer almış bu sanatçılarla On soruluk sohbetler serimize devam ediyor ve sıradaki sohbetimizde, Müzisyensiz Bölge performansını gerçekleştiren Murat Ali Cengiz’i misafir ediyoruz. Murat Ali Cengiz’in performansını müze ortamında deneyimleme fırsatını kaçıranlar, evlerinden Sabancı Müzesi'nin hazırladığı Müzisyensiz Bölge kolajından işe dair fikir edinebilirler.


Performansın/müziğin özü sizce nedir? Performansı/müziği günümüzde nasıl tanımlarsınız?
Bu konuyu, performans ve müziğin kesiştiği noktadan ele alırsak, bence ikisinin de özü yapıldıkları ana ait olmaları. Performans sanatçıları olarak (ki buna bence müziği de katmak gerekir), kendi önceden hazırladığımız malzemeleri tekrar tekrar farklı mekanlarda sunmak durumunda kalsak da, bu sunumların hepsi o anın getirdiği farklı etkenlerle şekillenip değer buluyor. 

Sanatın dönüştürücü gücüne inanıyor musunuz? Nasıl?
Tabii. Sanatın en büyük gücü, yoğun bir duyguyu ifade etmeyi hakkıyla başardığımızda, bu duygunun seyircilere kolaylıkla geçmesi. Etkili bir performans ardından kafanızı enstrümanınızdan kaldırıp dinleyicilere baktığınızda, herkesin sizinle aynı frekansta olduğunu gözlemlemek belki de sanatın en ödüllendirici yanı.

Size ilham verdiğini düşündüğünüz birileri var mı, varsa kimler?
Bu soruya son birkaç seneki tecrübelerimi düşünerek cevap verirsem, özellikle Bert van den Brink’in üstümde çok büyük etkisi olduğunu söyleyebilirim. Görme engelli bir piyanist olarak bana dinlemeyi, duymayı, müziğin organizasyondan öte ses spektrumlarından oluştuğunu öğreten çok usta bir müzisyendir.  

Bir iş üretirken hangi kaynaklardan beslenir, nelerden ilham alırsınız? Rüyalarınızın işlerinize etkisi olur mu?
İlham almaktan söz edecek olursak, bu benim için genellikle rüyalar sırasında değil, sabah uyanır uyanmaz oluyor. Kalktığım zaman geçirdiğim o ilk bir saat içinde beynim bir şekilde farklı çalışıyor ve normalde aklıma gelmeyecek garip fikirlere ulaşıyorum.

Eğer zaten halihazırda bir adı yoksa, üzerinde çalışmakta olduğunuz yapıta adını vermeye ne zaman karar verirsiniz?
Çoğu zaman önce adını vererek başlıyorum çalıştığım şeye. İsimler fazlasıyla içerik tanımlayan şeyler, bu şekilde içini doldurmak daha kolay oluyor.

Söyleşinin devamını okumak için tıklayın: unlimited

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder