Tiyatronun/dansın özü sizce nedir? Çağdaş tiyatroyu/dansı günümüzde nasıl tanımlarsınız?
Dans sözsüz bir sanattır, her koreografi seyirci için bir sorudur: Bu ne anlama gelir?
Sanatın dönüştürücü gücüne inanıyor musunuz? Nasıl?
Evet, dansın dili toplumumuzdaki bir durumun sembolü olabilir. Bu sözsüz dil yeni perspektifler yaratabilir. Benim disiplinim kamusal alanda performans sergilemek, biz şehirde yeni bir kullanım yaratıyoruz. Duvarın sınırları yeni bir açık alana dönüşüyor.
İnsanlığın küresel ölçekte içinden geçmekte olduğu bu yeni pandemi süreci sizce gösteri sanatlarını gelecekte nasıl dönüştürecek?
Sanatımızı iyi şartlarda paylaşmak için bir an yeni kurallar düşlemeliyiz. Dansçılar arasında kontak daima mümkün, günlük hayatımız içinde kamusal alanda bu ilişkiyi çok çabuk unutuyoruz.
"Ustam" olarak tanımlayabileceğiniz bir sanatçı ya da size ilham verdiğini düşündüğünüz biri var mı?
Şiir de dans gibi tamamen yoruma açık. Roberto Juarroz, tüm hayatı boyunca 1. volümünden 14. volümüne kadar Dikey Şiir'i yazan Arjantinli bir şair. Örneğin bu benim için büyük bir ilham kaynağı.
Bir iş üretirken hangi kaynaklardan beslenir, nelerden ilham alırsınız? Rüyalarınızın işlerinize etkisi oluyor mu?
Her yapıt, yeni bir dil yaratmak için keşfedilecek yeni bir nesne, yeni bir aygıt haline gelir. Her bir nesne ve yapıt, kamusal alandaki boşluk ve mimaride yer edinmek için faklı bir yol önerir. Ben hamağımda, neredeyse rüya görerek, boşlukta yeni bir dansın hissine sahip olabilirim.
Söyleşinin devamını okumak için tıklayın: art unlimited
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder