salgın günleriyle birlikte müzisyenler, orkestralar, tiyatro kurumları, dans toplulukları önce arşivlerini açtılar, sonra evlerde çekilen videoları paylaştılar, ardından salgın günlerine özel küçük ölçekli ve kısa video yapımları (okumalar, sahnelemeler, günlükler, sohbetler, konuşmalar, konserler) üretip yayına soktular.
bütün büyük bahar ve yaz festivalleri programlarını iptal etti.bazı festivaller ise şimdilerde, salgın kuralları esnetilmişken, yine belirsizlikle örtülü de olsa, revize ettikleri programlarla seyirci karşısına çıkmaya hazırlanıyor (en yeni haber, 2020'de 100. yılını kutlayacak olan, yaz festivallerinin anası salzburg festivali'nin bu yıl kısaltılmış da olsa gerçekleşeceği yönünde). gösteri sanatlarının amiral gemileri olan festivallerin çoğu ise bu yazı pas geçecek gibiler. küçük festivallerden bazıları ise, hemen daha salgının ortasındayken bile çevrimiçi versiyonlarını devreye soktular. aslında bu çok iyi oldu. bu denemeler kültür-sanat dünyasındaki herkes için tecrübe biriktirmeye başladı.
işte onlardan bir seçki:
.
bunlardan ilki 24-27 nisan'da bu yıl "THE SHOW MUST GO ON - LINE" başlığıyla düzenlenen, aerowaves'in spring forward festivali'ydi. format olarak her yıl avrupa'nın bir şehrinde düzenlenen, 3 günlük olan ve avrupa'nın genç koreograflarına alan açan bu festival, bu yılki çevrimiçi versiyonunda da 3 gün sürdü ve tam tamına 22 gösteri yayınladı. bunlardan biri türkiye'den ekin tunçeli'nin "bir şey"i idi. festival sadece gösteri yayınlamadı, söyleşiler, soru-cevap seansları, fuayeden anlık görüntüler gibi fikirler ile seyirci ile iletişimi canlı tuttu. bu festival hakkında daha fazla izlenim okumak isterseniz, şu yazıyı tavsiye ederim. (yazının dili ingilizce)
.
festival 13 sanatçıya utrecht'teki billboard'lara asılmak üzere, içinde yaşadığımız dönemin anlam ve önemine dair afişler tasarlatmış. hepsi birbirinden anlamlı! işte onlardan bir kaçı:
iki etkinlik ise çevrimiçi olma durumunu kullanıyordu. bunlardan biri canlı yazı (live writing) idi. ingiliz yazar sonia hughes festival fiziksel olarak gerçekleşseydi, yapmayı öngördüğü işin mantığını çevrimiçi'ne taşıdı. hughes 21 mayıs'ta üç seansta ev, dünya vatandaşlığı, bölge, ırk gibi konulardaki düşüncelerini canlı olarak internete yazdı ve dileyenlerin takip etmesini olanaklı kıldı. her metin 24 saat sonra internetten silindi.
diğer çevrimiçi etkinlik ise, festivalin son günü zoom'da gerçekleşti: yıllar önce idans festivali'nde istanbul'a da konuk olan lotte van den berg'in, building conversation isimli sanat oluşumu ile birlikte gerçekleştirdiği "digital silence". işin künyesi işin içeriği ve katılımcı etkileşimi konusunda çok şey söylüyor: "Guided by Lotte van den Berg Developed by Peter Aers, Lotte van den Berg en Daan ’t Sas in collaboration with Mara van Nes, Bram Vreeswijk and all the people who participated during the online experiments we did."
.
spring forward'ı kaçırdım, ancak şu aralar devam etmekte ve ileriki günlerde başlayacak olan çevrimiçi festivalleri takip etmeye çalışıyorum.
torino'da yerleşik olan ve 2020'de 20. yılını kutlayan çağdaş dans festivali interplay'in düzenleyicisi mosaicodanza programı ikiyi ayırmış: bir kısmını 20-30 mayıs arasında çevrimiçi gerçekleştiriyor, eylül-kasım aylarında ise, her şey yolunda giderse, diğer kısmını tiyatro salonlarında gösterecek.
çevrimiçi festivalin programı göz kamaştırıcı: geçen yıl tanz im august'ta "R.OSA_10 exercises for new virtuosities" adlı solo işini seyrettiğim silvia gribaudi'nin "digital"i, (la)horde'un "ta da bone"u, yine geçen yıl utrecht'te seyrettiğim "the way you sound tonight" ile beni hipnotize eden arno schuitemaker'ın "if you could see me now"u ve daha pek çok gösteri.
şöyle de güzel bir programlama yapmışlar. bir akşama bir uzun (30-40 dakikalık) bir kısa (10-15 dakikalık) olmak üzere iki gösteri koymuşlar. uzun olanının koreograf ve dansçılarıyla önceden yapılmış çevrimiçi söyleşiler de yayının başına veya sonuna ekleniyor. bu haliyle yaklaşık 1.5 saatlik bir akşam programı ortaya çıkıyor. söyleşilerin ingilizce altyazılı olduğunu da belirtmeden geçmiyim. bu programlar canlı yayınlandıktan daha sonra da festivalin youtube kanalından izlenebiliyor. orada ne kadar tutulacağına dair ise bilgim yok.
.
bu yılki versiyonunu çevrimiçine çevirmiş bir diğer dans festivali 29 mayıs-7 haziran tarihlerinde gerçekleşecek olan dublin dans festivali. "digital capsule" başlığını verdikleri festivalde interplay20/20'den farklı olarak onlar her gün bir çevrimiçi gösterim var.
festival dans severlere; dans filmleri ve belgesellerden tutun, makalelere, augmented reality atölyesine, "yürüyüşüm dansımdır" mottolu ünlü koreograf keersmaeker'in yürümenin koreografiye nasıl dönüştüğü anlatmasından, yürüyüşünüze eşlik edecek müziklerin paylaşımına, dans ilgili bir bilmece partisinden çocuklara dj setine bayağı çeşitlilik içeren renkli bir program hazırlanmış.
festival; pina bausch'un tanztheater wuppertal topluluğunda misafir dansçı olarak yer almış, istanbul esinli "nefes"inde de dans etmiş olan, sidi larbi cherkaoui ile ortak projeleri "play" ile istanbul'a da gelen benzersiz hint dansçı shantala shivangappa hakkındaki üç belgeselle başlayacak. ilerleyen günlerinde maguy marin ile ilgili de bir belgesel yayınlanacak.
.
lizbon'da gerçekleşen BoCa çağdaş sanat bienali de bu yılki versiyonunu çevrimiçine döndürenlerden bir diğer sanat etkinliği.
24 nisan'dan beri devam eden BoCa Online 30 haziran'a kadar sürecek. ağırlıklı olarak portekizli güncel sanatçılara ve onlarla yapılmış "online conversations" (çevrimiçi sohbetler) başlıklı sohbetlere yer veren bienal youtube kanalından her cumartesi gecesi canlı bir performans yayınlıyor.
30 mayıs cumartesi genç fransız koreograf/dansçı françois chaignaud merakla beklediğim "yawning" isimli 12 dakikalık bir performans sunacak. chaignaud'yu özellikle merak etmemin nedeni, bausch'un vefatından sonra topluluğun bausch dışındaki koreograf/yönetmenlerin sahnelediği orta metrajlı işlerden oluşan akşamın koreograflarından biri olması. o programdaki yapıtı biraz acemiceydi, bausch gibi bir efsanenin topluluğuna iş üretmenin altında ezilmiş gibiydi ama genç fransız koreograflar arasında en aykırılardan biri olarak kabul ediliyor. takip etmekte fayda var..