17 Mart 2019 Pazar

parajanov 30 yıl sonra tekrar istanbul'daydı



sergiler söz konusu olduğunda oldukça kurak ve heyecansız bir coğrafyaya sahip şehrimizden çok özel bir sergi geçti, bugün son günüydü. açıldığı ilk günden itibaren heyecanlanmış olmama rağmen, tipik bir "sergiler-söz-konusu-olduğunda-son-dakikacı" olarak sergiyi bugün, son gününde gezebildim.

sergi özeldi, çünkü çok özel bir sanatçı hakkındaydı: ermeni asıllı gürcü sinema yönetmeni sergey parajanov. sergi özeldi, çünkü çok özel bir sinema yönetmeninin, onu tanıdığımız filmlerinin dışındaki sanat üretimini kapsıyordu. tabii, genelde sanat özelde parajanov söz konusu olunca, yaratıcılık ayrı ayrı dünyaları kapsamaz, bir bütündür, ama parajanov gibi yaratıcılığını farklı mecralarda çoğaltan çok az sanatçı olsa gerek. tabii, parajanov özelinde bu bir gereklilik olmuş, çünkü 5 yıl kadar hapiste kalmış, 15 yıl da sinema yapması yasaklanmış.

parajanov çok sevdiğim yönetmenlerden biridir. bloguma onun hakkında kapsamlı bir yazı yazmıştım. merak edenler tıklayabilirler.

sergi şahane ötesiydi. içeriği kadar sergileme biçimi de çok iyiydi. tasarımı bülent erkmen'e aitti. erkmen, her biri küçük boyutlu işler olan parajanov'un yapıtlarına adeta birer ikona gibi davranmış; her biri kendi çerçevesine ve ışıklandırmasına sahipti. erkmen ayrıca bunların arasına küçük ekranlar yerleştirip parajanov filmlerinden, tekrar eden çok kısa sahneler seyrettiriyor bizlere; parajanov'un filmleri zaten hareketli tablolar gibidir; erkmen de böylece onların hareketli tablo olma durumlarını vurgulamış.

parajanov'un plastik sanat işlerinden oluşan dünyası aynı filmleri gibi; çok katmanlı, istifli, çok renkli, çok dokulu. her birine dokunmak, onlarla görselliğin ötesine geçen fiziksel, dokunsal bir ilişki kurmak istiyorsunuz. büyük, küçük, küçücük herhangi bir işinin önünde dakikalar geçiriyorsunuz; o kadar çok detayı, ayrıntısı var ki.

nasıl zengin, nasıl duygulu, nasıl heyecanlı, nasıl çocuksu, nasıl hayat dolu bir adammış parajanov. çok da üretken, bütün büyük sanatçıların olduğu gibi. belli ki içine sığmamış, içinden taşmış.




pera müzesi çok özel ve oldukça kapsamlı bir sergi hazırlamış biz istanbullulara. bir katın yarısında parajanov'un -küçük boyutlu- işleri sergileniyor; sanatının her aşamasından bolca örnekler var ve sandalyelerden kolajlara, kostümlerinden karakalem çizimlere geniş bir yelpazede.



o katın diğer yarısı parajanov'un hayatını anlatan panolara ayrılmış, ki o kısım da çok etkili çünkü görseller diğer taraftaki gibi küçük ve çok değil, büyük boyutlu ve az-öz fotoğraflardan oluşuyor. ikinci katta ise sarkis'in parajanov'a adeta hommage niteliğindeki yerleştirmesi ve parajanov'dan esinlendiği işleri var.

ayrıca iki ay süren müthiş kapsamlı sinema programı hem bir parajanov retrospektifi niteliğindeydi, hem de hakkındaki belgeselleri içeriyordu.
ben bugün o programın son gösteriminde "parajanov: bir ağıt" adlı 1994 tarihli belgeseli izledim. parajanov'la yapılmış son görüntülü söyleşiyi içeriyordu; münih film festivaline konuk olduğu 1989 yılından.
parajanov istanbul film festivali'ne de 1989 gelmiş ve "aşık garip" filmiyle özel ödül almıştı. sergide o günlerden ara güler'li fotoğraflar ve parajanov'un istanbul çizimleri de var.

pera müzesi'nde bu sergiyi düşünen, gerçekleşmesini sağlayan ve emeği geçen herkese yürekten teşekkür ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder