30 Mart 2013 Cumartesi

şehrazat ve salome


rimsky-korsakov'un "şehrazat"ını dinlemeyeli yıllar olmuş. geçen hafta cumartesi akşamı crr'deki moskova senfoni orkestrası'nın konser programı üç aylık bültende yazmıyordu; rus orkestra çalsa çalsa ruslardan çalar ve en kötü rus orkestranın çaldığı rus bile dinlenir diyerek, körlemesine bilet almıştım. yanılmamışım. şansa rahmaninof 2. piyano konçertosu ve rimsky-korsakov şehrazat çıktı.

"şehrazat" çok eskilere götürdü beni. aile evinde ilk karşılaştığım uzunçalardan biriydi "şehrazat". küçüklüğümde bile oldukça yıpranmış olan kapağı, uzunçaları ben de sık sık çaldıkça iyice eskimişti. pikabı bırakıp cd-çalara geçtiğimde ise, kapağı kadar yıpranmış olmasa da cızırtılı bir yorum yıllar boyu eşlik etti bana hafızamda..

tabii konseri dinlerken, esas istanbul devlet opera ve balesi'nin 1984 ve 1985 yıllarında sahnelediği "şehrazat"ın koreografisi canlandı gözümde.. demek ki o kadar etkilemiş ki 13 yaşında bir çocuğu o prodüksiyon, kalmış hatırında hala..
oktay keresteci ve daha "mansur" olmamış lale yurdatapan'ın harikalar yarattığı; dekoru ve kostümüyle büyüleyici, "erotik" (şimdiden bakınca: "oryantalist") bir prodüksiyondu. ailecek iki kere izlemiştik. "şehrazat" tutunca opera ertesi yıl benzer bir tatdaki "binbir gece"yi sürmüştü gözlerimizin önüne seyreyleyelim diye doğu'ya doğu'yu anlatan hikayeleri..

...

geçtiğimiz hafta perşembe akşamı ise borusan istanbul filarmoni orkestrası, bu sezonki olağanüstü konserlerine bir yenisini ekledi; leyla gencer anısına richard strauss'un "salome"sinin konser versiyonu. leyla hanım'ı andık layıkıyla. ama ben başka bir kişiyi de andım "salome"yi dinlerken: zehra yıldız'ı.
genç yaşta ve aniden yitirdiğimiz sopranomuz zehra yıldız istanbul operası'ndaki doruklarından birine salome rolü ile çıkmıştı. giancarlo del monaco'nun rejisiyle sahnelenen "salome"de zehra yıldız hem müthiş bir yorum çıkarmış hem de ünlü yedi tül dansında dans etmişti. yahya rolünde suat arıkan da çok iyiydi.
kulağı daha önce herhangi bir richard strauss bestesine bir türlü aşina olamayan bir klasik müziksever olarak "salome"yi dört defa izlemiştim mest olarak. sadece küçük bir zümre değil, bütün istanbullu operaseverler öyle bir ilgi göstermişti ki "salome"ye, temsillerin biletleri çıkar çıkmaz tükenmiş, kapalı gişe oynamıştı. ne günlerdi..

perşembe akşamki konsere dönersem; başta sascha goetzel yönetimindeki orkestra ve salome rolündeki karizmatik soprano najda michael olmak üzere sahnedeki bütün sanatçılar etkileyici bir performansa imza attılar.    

1 yorum:

  1. BİFO Türkiye'den en az dört genç şancıyı işin içine, küçük rollerde de olsa katsaydı, ne iyi olacaktı. Provalar sırasında onlarca diyalog kurulur, birçok ders çıkarılır, Borusan'ın parası bayağı işe yarardı.

    YanıtlaSil