13 Mayıs 2011 Cuma

kukla festivali'nden...


geçen sene 2010 vesilesiyle hem dünya kukla gününün kutlandığı mart’ın son haftasında, hem de alışıldık mayıs tarihlerinde geniş bir programla (birbirinden etkileyici ve sıradışı shakespeare uyarlamaları hala akıllarda) istanbul’u şenlendirmiş uluslararası kukla festivalimiz bu yıl pek bir sönük geçiyor. ilginç olabilecek iki gösterinin (abd’den “kuş makinası” ve endonezya’dan “bishma’nın çöküşü”nün) şehrin merkezine gelmemesi ve çeperlerde de sadece 1-2 kez sahnelenmesi üzücüydü.

iki gündür izlediğim dört gösteriden sadece sokak tiyatrosu-kukla-akrobasi karışımı “parti” yaratıcı, eğlendirici ve etkileyiciydi. üç kişilik frankofon la salamandre topluluğu yarım saat gibi kısa bir sürede gerek çok katmanlı canlı müziğiyle gerekse hüzün-neşe gitgelinde salınan konusuyla gerekse de başarılı icracılarıyla bizi imkansızlığın partisine davet ve dahil etti.

hayalkırıklıkları ise;
la fanfarra’dan gölge tiyatrosu kısımları ilginç olan ancak gösterinin çoğunluğunu oluşturan geleneksel el kuklalı bölümlerin sıkıcılık ve biteviyelikten kurtulamadığı “eller dolu”…
ağır ve “felsefi” konulara girmeye çalışıp, kısır yaratıcılıklarıyla çakılıp kalan lab.luck’tan “mutluluk hangi yöndedir?”…
aynı zamanda festivalin açılış gösterisi de olan antamapantahoy’dan “müziğin ipleri” ise zaman zaman ilginçleşen ancak genel olarak tekrarlardan kurtulamayan ortalama bir gösteriydi.

bu akşamın programında kukla istanbul’da slovenya’dan nebo kukla tiyatrosundan “ayna” ve beyoğlu küçük sahne’de hollanda’dan ananda puijk topluluğundan “momentum” vardı. ikisini de şiddetle merak ettiğim halde seyredemedim.

yarın, festivalin son günü cumartesi saat 15.00’te (programda 20.30 yazan saati gündüze alındı) kenterler’de hollanda’dan t’ magisch theatertje’ın “cantos animata”sını ise kaçırmamaya kararlıyım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder