Dansın özü sizce nedir?
Hareket etmekten alınan keyif.
Sanatın dönüştürücü gücüne inanıyor musunuz? Nasıl?
"Nasıl"ı çok geniş ve kapsamlı bir soru bence, ayrı ayrı başlıklar altında bunları açıklamaya çalışabilirim. Ama temelinde sanat benim için bir karşılaşma. Ve özenle izlenen/dinlenen her şey dönüştürücü olabilir.
Bir iş üretirken hangi kaynaklardan beslenir, nelerden ilham alırsınız? Rüyalarınızın işlerinize etkisi olur mu?
Şarkılardan çok besleniyorum. Belki kendi kişisel tarihimde sanat eğitimi adına ilk olarak müzik eğitimi almış olduğum için ve eski bir müzikalci olduğum için, üretimlerimin çekirdeğine hep bir şarkı oturuyor. Şarkıyı işin içinde kullanayım ya da kullanmayayım, o şarkının teması, sözleri, genel hissiyatı ürettiğim şeyi çok etkiliyor. Bir de ben biraz binge-learner bir insanım. Bilginin beynimi değiştirdiğine inanıyorum, ve her öğrendiğim şey bir ilhama dönüşebiliyor. Rüyalarımı genelde hatırlamıyorum, ama “rüya estetiği” üzerine çalışmak gibi bir hayalim vardı, başlamıştık ama yarım kaldı.
"Ustam" olarak tanımlayabileceğiniz veya size ilham verdiğini düşündüğünüz biri/leri var mı, varsa kimler?
Ustam diyebileceğim birileri olsun çok isterdim fakat benim için üretime başlama ve bunu keşfetme süreci biraz yalnız geçti. Bir yandan da aslında galiba çağdaş üretimlerde usta-çıraklık dinamiği pek de verimli değil. Bolca ilham perim ve yol göstericim oldu tabi. Aslı Bostancı’nın kendisi farkında olmasa da benim dans üreticisi olmamda çok önemli bir yerde duruyor. Mihran Tomasyan yaptığı işlerle hep ilham oluyor. Fatih Gençkal, absürdlüğü kucaklamamda yoldaşım oldu desem yeridir. Aydın Teker’in getirmiş olduğu artistik üretimi destekleme kültürü ile dans eğitimi almamış olsaydım bence bir üretici olarak kendimi var edemeyebilirdim.
Söyleşinin devamını okumak için tıklayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder