30 Nisan 2021 Cuma

on soruluk sohbetler 34 : merve vural

Marina Abramović ve kurucusu olduğu Marina Abramović Enstitüsü’nün (MAI) Sakıp Sabancı Müzesi’nde gerçekleşen Akış/Flux sergisinde performans dokümantasyonlarının yer aldığı ana bölüme eşlik eden canlı performans programına Türkiye’den 12 sanatçı davet edildi. Biz de 20 Aralık 2020’de sona eren sergide “canlı” performanslarıyla yer almış sanatçılarla On soruluk sohbetler serimize devam ediyoruz. Bu haftaki konuğumuz sergi için Aynanın Önündeki Venüs performansını gerçekleştiren Merve Vural.




Performansın özü sizce nedir? Performansı günümüzde nasıl tanımlarsınız?
Performansın özü benim için, sanatçının dert edindiği bir konuyu kendi bedeni üzerinden şekillendirerek yapılandırdığı bir icra etme metodu. Burada izleyiciyle ilişki çok önemli çünkü performans seyircinin tepkisiyle de şekillenen ve icranın dinamiğini arttıran önemli bir unsur. Benim için performans izleyici ile iletişime geçebilmenin önemli bir yolu.

Sanatın dönüştürücü gücüne inanıyor musunuz? Nasıl?
Sanatın dönüştürücü gücüne inanıyorum; bence “merak” bunun en temel hissi, en azından benim için öyle. Herkes bir şeylere bakar, bir sanat işine belki merakla, güzellikle, hiç beğenmeyerek, tiksinerek bakabilir. Bu heyecan vericidir çünkü bu insanın kafasında bir fikir, bir yargı ya da bir boşluk oluşturur, bu sayede istesek de istemesek de dönüşmüş oluruz.

Size ilham verdiğini düşündüğünüz biri/leri var mı, varsa kimler?
Evet var, değerli öğretmenim Prof. Ute Helmbold. Benim için dönüm noktası olan bir hikaye var; bütün bir gün kuşları çizdiğimiz dersin sonunda bana, desenlerimi fotokopi makinasında büyüttürmüştü, “Ne çizdiğini şimdi görebiliyor musun?” demişti, işte o zaman “gerçekten” çizdiğim deseni görebilmiştim. Bunun dışında arkadaşlarım ile sohbetlerimiz bana ilham veriyor.

Bir iş üretirken hangi kaynaklardan beslenir, nelerden ilham alırsınız? Rüyalarınızın işlerinize etkisi olur mu?
Ben mizaç olarak meraklı ve heyecanlı biriyim, bu yüzden her türlü kaynak beni etkiler. Her türlü derken, gündelik hayatta maruz kaldığımız her şey. Bazen uzun uzun yürümek isterim, bu iyi hissettirir ve daha çok fazla şeyi gözlemleyebilirim. Bir şeye bakarım ve aklıma bir fikir gelir, bunun nasıl olduğunu ben de pek anlamıyorum, çocukken de böyle olurdu. Çok fazla rüya görüyorum, komik rüyalarımı yazıyorum.

Eğer zaten halihazırda bir adı yoksa, üzerinde çalışmakta olduğunuz yapıta adını vermeye ne zaman karar verirsiniz?
İşimin ismini pek düşünmüyorum, son ana kadar değiştirebilirim, bu benim için sorun olmuyor. Ama şimdi düşündüğümde kısa isimler tercih ettiğimi fark ettim.

Söyleşinin devamını okumak için tıklayın: unlimited

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder