"Pavel on dokuz yaşındaydı, ama Anna Grigoryevna'nın bundan böyle babasının yatağını paylaşacağını inatla kabul etmek istemiyordu. Birlikte yaşadıkları bir yıl boyunca Pavel, Anya'nın babasına yalnızca arkadaşlık ettiği düşüncesinden vazgeçmedi; yaşlı kadınlara arkadaşlık eder gibi. Eve bakacak, alınacakları ısmarlayacak, çamaşırlarla ilgilenecek biri olarak gördü Anya'yı. Belki de akşam oynanan bir el iskambilin ardından Fyodor Mihayloviç yatmaya gideceğini her söyleyişinde Pavel Anya'nın onun peşinden gitmesine izin vermiyordu: Kadını bir el daha oynayalım diye kışkırtıyordu ("İkimiz baş başa!"), kadın kızarmış yanaklarıyla odasına çekilmeye çalıştığında anlamazlıktan geliyordu (Burası taşra değil, süt sağmak için sabahın köründe kalkman gerekmiyor!).
Babalarla oğullar hep böyle midir: En derin rekabetleri şakalar mı örter? Yoksun kalmasının gerçek nedeni bu mu? Hayatının temeli, oğluyla çekişmesi artık olmadığı ve günleri boş kaldığı için mi? Halkın İntikamı değil de Oğulların İntikamı: Devrimlerin altında yatan bu mu, babaların oğullarının kadınlarını kıskanması, oğulların babalarının para kutularını çalmak için planlar kurmaları? Başını bıkkınlıkla iki yana sallıyor."
- J. M. Coetzee
Can yayınları, (çeviri: İlknur Özdemir)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder