6 Eylül 2010 Pazartesi

boğaz'ın kenarında pina'dan enstantaneler

kitsch bir hotele dönüştürülmüş çırağan sarayı'nın içine bugün ilk defa girdim.
çok az şey beni oraya girmeye ikna edebilirdi; onlardan biri 3 eylül'de hotelin "sanat galerisi"nde açıldı, 5 ekim'de kapanacak.
her ne kadar o "sanat galerisi" denen yer, sanat eserlerinin sergilenmesi için tasarlanmış/hazırlanmış bir mekan dışında her şeye benziyorsa da, şu bir ay orada asılı olacaklar beni o kadar kalbimden vurmuş durumda ki, sanırım bir gözümü kapatıp, bir-iki kere daha yolumu düşereceğim saraya.

bahsettiğim içerik: ursula kaufmann'ın pina bausch yapıtlarını konu eden fotoğraflarından oluşan sergisi.
27 fotoğraf var. çoğu 1 m. x 1.5 m. ebatlarında.
hele 7 tanesi var ki, 1.2 m. x 1.8 m., muhteşem bir boyut, hele de fotoğrafı çekilmiş sahne mükemmel olunca, insanın ne yapıp edip, borç harç kredi falan alıp, o devasa 3.186 avroluklardan birine sahip olası geliyor. evet, fotoğraflar satılık!
içten içe, pina'nın fotoğraflarının çırağan'da ne işi var, daha nötr daha çağdaş bir galeri mekanı bulunamaz mıydı sorularımın cevabını oraya gidip de masadaki fiyat listesini görünce anlamış oldum; maalesef maksat kültürel bir katkı değil ticaret; eh, bu iş için çırağan'dan iyisini mi bulacaklar!

neyse; ben taktım kulaklıklarımı, pina bausch'un yapıtlarında kullandığı müziklerden derlediğim cd'yi dinleyerek, etraftaki kitsch süsleme, detay, çizgi kalabalığından soyutlanıp, fotoğraflara yoğunlaşmaya çalıştım. yapıtlar benzersiz, fotoğraflar büyük boyutlu ve enfes olunca, zarfa değil mazrufa odaklanmak kolaylaştı.

(rough cut)

sergi sayesinde; uzun bir süre bilgisayarımın masaüstü resmi yaptığım "rough cut"tan çekilmiş fotoğrafı 1.2 m. x 1.8 m. boyutlarında karşımda görmek, pina bausch'un başyapıtlarından "frühlingsopfer"den biri sırf erkeklerin diğeri ise bütün topluluğun ayakları üzerinde havalandıkları anı sonsuzlaştırmış iki fotoğrafı karşılıklı asılı olarak seyretmek, "vollmond" fotoğraflarında su damlalarının karmaşa ve enerjisinin etrafa sıçradığını hissetmek, dansçıların yüzlerindeki ifadelerde, bedenlerindeki kıvrımlarda kaybolmak mümkün...

(frühlingsopfer / le sacre du printemps)

...

2010'da pina bausch'u yıllarca çalışmalarına konu eden kadın sanatçıları konuk ediyor istanbul. bu sanatçılar bausch'la aynı jenerasyona ait oldukları gibi, bausch gibi ruhr bölgesinde doğma büyümeler.
nisan'daki film festivali'nde bausch hakkında yapılmış en iyi belgesellere imza atmış olan wuppertalli anne linsel, son bausch belgeseli "tanztraeume" (dans rüyaları)nın gösterimi için istanbul'daydı. sonra, haziran'daki "nefes" gösterileri için bir kere daha istanbul'a geldi. linsel o zaman başarısının sırrını, bausch'u ilk yıllarından itibaren izlemiş olması ve aralarındaki sıkı güven ilişkisi olarak açıklamıştı.
şimdi de başka bir başarılı bausch takipçisi, essen'li ursula kaufmann'ın işleri istanbul'da. kaufmann pina bausch'un, yapıtlarını fotoğraflama izni verdiği bir avuç sanatçıdan biri; hatta fotoğraflarından yıllardır düzenli olarak takvim yayınlanan tek pina bausch fotoğrafçısı.




dumont yayınevinin bastığı bu yaklaşık 50 cm. x 50 cm.'lik takvimlerden ilk defa 2004'de, wuppertal'e pina bausch festivali'ne gittiğimde satın almıştım. sonra her yıl, denk gelip wuppertal'e gidersem ya oradan edindim ya da amazon'dan getirttim bu takvimlerden.
bugün serginin broşüründen öğrendim; meğer bu takvimler ilk 2004'te basılmaya başlanmış. yani bende 2004'den 2010'a bütün bir seri var. nasıl mutlu oldum!

başka firmalar da pina bausch yapıtlarından takvimler çıkarıyorlar ama bu işi en ciddiye alan ve boyutuyla da farklılaşarak hakkını veren dumont takviminde sadece ursula kaufmann'ın fotoğrafları kullanılıyor.
geçmiş zaman, bir yerde okumuştum, takvimlerde hangi fotoğrafların basılacağının kararını kaufmann ile pina bausch birlikte veriyorlarmış. sevgili pina'da bu nasıl bir işine adanmışlıktır! okuduğumda bir kere daha hayran olmuştum.

...


pina'nın çok sevdiğini tahmin ettiğim boğaziçi'nin kenarında, ursula kaufmann'ın büyük boyutlu fotoğraflarına dalıp, bausch'un evreninde dolaşmak için daha bir ayımız var. kaçırmamak, tekrar tekrar gitmek lazım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder