9 Kasım 2008 Pazar

ölümün ayrıcalığından uranyumun ağırlığına...


tiyatro ve türevi sanatlar için yeni bir mekan açıldı bu sezon istanbul'da: talimhane tiyatrosu.
mehmet ergen'in sahibi olduğu talimhane, türkiye'deki genel sezonbaşı rehavetine yeni bir soluk getirerek eylül ayından beri her akşamı dolu, sıkı bir programla karşımıza çıkıyor. (insanın aklına ister istemez garajistanbul'un ilk yılı geliyor; onlar da fişek gibi başlamışlardı, bir de şimdiki hallerine bakın! umarım talimhane'nin akıbeti garaj'a benzemez!)
talimhane'de üç ayda dört yabancı dans topluluğu gösteri yaptı: eylül'de belçika'dan cie 13, fransa'dan under_score, ekim'de ispanya'dan provisionaldanza, ve bu ay almanya'dan palindrome.

ekim sonunda hüzünlü müzikleri, zarif dansçıları, "less-is-more" çevre düzenlemesi ve estetik koreografisi ile gönlümü fetheden ispanyol topluluk provisionaldanza'nın "el privilegio de morir"inin paslı görüntüleri daha belleğimde tazeyken (yukarıdaki fotoğraf bu gösteriye ait), uranyumun kaçınılmaz yok ediciliğiyle baş etmek zorunda kaldım dün akşam!
palidrome'un dünya prömiyerini istanbul'da-talimhane'de yaptığı "the oklo phenomenon" adlı yapıtı beni hayal kırıklığına uğrattı; dramaturji zayıf, koreografik çalışma sıradandı.
eserin konseptini hazırlayan robert wechsler'in oyun esnasında bir yerde dediği gibi "sanatçının üretmesi için bir şeylerden ilham alması şarttır". peki, ilham alınan şeyler/durumlar/olaylar niteliksiz ve etkileyicilikten uzak ise veya ilham alınan şeyin hakkı sahne üzerinde verilemiyorsa, ortaya çıkan ürünün zorlamaya dönüşmesi an meselesi olmaz mı?
nitekim, adını ünlü uranyum felaketinden alan oklo fenomeni'nin akıbeti farklı olmadı!
buna bir de türkçeye çeviri hataları eklenince zaten yeterince kuvvetli olmayan olay örgüsü iyice anlamını/bağlamını kaybetti.
eserin tek övgüye değer tarafı ise dan hosken-madeleine shapiro-thomas ploenztke imzalı ses-müzik-efekt tasarımıydı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder