Dünyada birçok yerde halen müzelerin fiziken gezilemediği şu pandemi günlerinde, Londra’nın ‘boş bir mekana’ dönüşen görkemli Tate Modern müzesinde ve fiziken gezilemeyen ancak çevrimiçi hakkında bilgi edinilebilen Bruce Nauman sergisi paralelinde, TERRA American Art Foundation desteği ile 4 Şubat-4 Mart tarihleri arasında çevrimiçi olarak önceden kaydedilmiş performansların izlenebildiği Resilient Responses (Dirençli Yanıtlar) etkinliği ‘ziyarete açık’. Annie Bicknell ile Ese Onojeruo’nun küratörlüğündeki ve Tate Modern’de karantina zamanında boş ‘Tank’larda kamera için canlı olarak gerçekleştirilen ancak bugün izleyicinin kayıtları aracılığıyla erişebildiği bu performansları, performans, dans ve müzik alanında çalışan, aralarında uluslararası performans sanatı platformu Performistanbul sanatçısı Ekin Bernay’ın da bulunduğu sanatçılar gerçekleştirdiler. Biz de bu vesile ile Ekin Bernay’ı On soruluk sohbetler'imizin birinde misafir ettik.
Fotoğraf: Guillaume Valli, Tate Modern
Performansın özü sizce nedir? Performansı günümüzde nasıl tanımlarsınız?
Özünde sanat ve yaşam arasındaki boşlukta, hatta üst üste bindikleri noktalarda ortaya çıkan yaratımlar benim için. Bazen bir aksiyon, bazen bir aksiyonsuzluk. Mekanla ilişki, kurulan veya seçilen yaşam alanı ona destek olan önemli öğeler. Performans yaşayan bir şey; kendine ait bir kalp atışı, kendine ait bir nefesi var. Bu bazen sanatçı üzerinden, bazen katılımcı üzerinden canlı kalıyor. Bazen bir çekmecede yıllarca birkaç cümle halinde uyuyor.
Sanatın dönüştürücü gücüne inanıyor musunuz? Nasıl?
Sanatın dönüştürücü gücü, benim en çok inandığım şeylerden biri. Güneş kadar ortada benim için sorgulanamaz bile varlığı. Belki de sanatın yapabileceği en önemli şey dönüştürmek. Düşüncelerimizi, duygularımızı, bakış açımızı, hayatı deneyimleme şeklimizi her şeyi değiştiriyor. Her duyumuzu tetikleyebilir, geçmişle yüzleşmemize yardım edebilir, sevgiyi doğurabilir. Sanat bize yaşadığımız hayatı sürekli tekrar tekrar anlatan, en kıymetli aynamız. Benim için tüm anlam sanatın içinde gömülü.
Size ilham verdiğini düşündüğünüz biri/leri var mı, varsa kimler?
Çok insan hatta çok varlık bana ilham veriyor. Bir isim söylemek her şeyi silmek gibi geliyor şu an. Belli dönemlerde takıldığım konular ve kişiler oluyor. Tabi bir de sürekli takılı kaldıklarım var...
Bir iş üretirken hangi kaynaklardan beslenir, nelerden ilham alırsınız? Rüyalarınızın işlerinize etkisi olur mu?
İlham konusundaki yelpazem çok genişledi. Rüyalarımın mutlaka etkisi olmuştur. Bazen fikrin kendisi kaynakları belirliyor. Bazen izlediğim, okuduğum bir şey aniden bir şimşek çakıyor aklımda. Yolculuk yapabildiğimiz zamanlarda yolculuklar bunun için bana çok iyi gelirdi. Yolda olma hali bazı kanalların açılmasına çokça aracı oldu. Kendimi yatağıma kapatıp, koza gibi battaniyelerin altında zorladığım süreçler de oldu. Genelde karanlık, sessizlik ve gece saatleri yardım ediyor.
Eğer zaten halihazırda bir adı yoksa, üzerinde çalışmakta olduğunuz yapıta adını vermeye ne zaman karar verirsiniz?
Genelde adı artık paylaşılacağı zaman belli oluyor. Üretim sürecinin sonlarına doğru. Tam olarak şekillendirmeden adını vermektense, neredeyse doğduğunda diyebilirim.
Söyleşinin devamını okumak için tıklayın: unlimited
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder