"eski uruguay cumhurbaşkanı olmam önemli değil. bunlara çok kafa yordum. tecrit hücresinde 10 yılımı geçirdim. vaktim boldu. 7 yıl bir kitap kapağı bile açmadım. düşünmek için vakit vardı. ve şunu keşfetim: ya, az şey ile kendine fazla yüklenmeden mutlu olursun, çünkü mutluluk buradadır (parmağıyla kafasını gösteriyor), ya da hiç bir yere varamazsın.
yoksulluğu savunmuyorum. itidalli olmayı savunuyorum.
bizler tüketici bir toplum icat ettik. sürekli büyümek istiyoruz. büyüme yoksa trajikleşiyoruz. fuzuli ihtiyaçlardan bir dağ yarattık. sürekli almak ve atmak zorundayız. ama aslında israf ettiğimiz şey hayatlarımız. ben herhangi bir şey aldığımda, ya da sen, ödemeyi parayla yapmıyoruz ki. vaktimizle yapıyoruz ödemeyi. o parayı kazanmak için harcadığımız vakitle. tek fark şu: hayatı satın alamazsınız. hayat geçer gider. onu çarçur edip durmak ise feci bir şey. hürriyetini feda ederek..."
.
"bazen çocukken duyduğum bir söz geliyor aklıma. bir arkadaşım demişti: "hayat geçmişte kalan çocukluğundan gelecekteki yaşlılığına bir mesaj taşımaya benzer. mesajın yolda ilerlerken kaybolmadığından emin olmalısın."
bu aklıma sık sık gelir, çünkü ben küçükken güzel şeyler hayal ederdim; dilencilerin olmadığı, herkesin mutlu olduğu bir dünya. basit, güzel şeyler.
hayat ilerlerken bunları kaybediyorsun. bir şeyler alabilmek için çalışıp duruyorsun. dilenciyi fark etmeyi bırakıyorsun, umursamayı bırakıyorsun.
bir zamanlar olduğum çocuğun mesajı nerede peki?
belki de hayatın anlamı bu mesajın kaybolmadığından emin olmaktır."
bir zamanlar olduğum çocuğun mesajı nerede peki?
belki de hayatın anlamı bu mesajın kaybolmadığından emin olmaktır."
.
"mutluluk çocukların eve gelişidir. bir annenin mutluluğu budur.
33 yıllık bir evlilik hayatından sonra kocamın eve gelip bana gülümsemesi ve öpmesidir. bir kadının mutluluğu budur.
mutluluk torunlarımın gelip bana "nineee!" demesidir. böyle dediklerinde yaşlı hissedersiniz, ama bu da mutluluktur.
mutluluk seni görünce mutlu olan çalışma arkadaşlarıyla görüşmektir. şunu düşünürler: "heh, işte geldi, çene çalabiliriz şimdi." bu da mutluluktur.
sabah kalktığında hiçbir yerinin ağrımamasıdır. bu da mutluluktur.
mutluluk iyi bir hasat vadeden yağmurdur.
mutluluğun çok çeşidi var, ama aynı zamanda tek bir tane:
yaşıyorsun, demek ki mutlusun."
.
yann arthus-bertrand'ın "human" (insan) isimli belgeselini mutlaka izleyin.
uzun versiyonu için bağlantılar:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder