5 Mayıs 2018 Cumartesi

hanane hajj ali'den "jogging"


bir kaç sezondur hikaye anlatıcılığının ve tek kişilik oyunculuğun revaçta olduğu, bu başlıklarda dergi dosyalarının yayınlandığı, konuşmaların düzenlendiği istanbul tiyatro sahnesine dünya'da bir köşe festivali kapsamında lübnan'lı bir hikaye anlatıcısı konuk oldu bu akşam; aynı zamanda aktivist olan ve tiyatro üretiminde kolektifliğe inanan hanane hajj ali kendi yazdığı ve konseptini tasarladığı "jogging" adlı oyunuyla.
oyun sonrasında, festivalin düzenleyicilerinden fatih gençkal'in "bu iş nasıl çıktı?" sorusuna, sanki bir klasik müzik konseri sonrasında alkışlara bis parçasıyla cevap veren müzisyenler gibi, en az oyunun kendisi kadar etkileyici ve kesintisiz neredeyse 20 dakika süren bir cevap verdi. cevabın sonundaki anekdottan dolayı ağlıyordum, ama oyun ne ajitasyon ne yapay etkileyicilik içeriyordu.
hanane hajj ali; kendi deyişiyle peter brook'un boş sahnesine referans veren, teknolojik imkanlardan yararlanmayan, sırt çantasına girecek kadar sahne eşyasının olduğu, herhangi boş bir alanda sahnelenebilecek bir oyun ortaya çıkarmış. 
üç hikaye var oyunda; üç kadın. çocuğunun kötü hastalıktan erken ölümüyle yüzleşen, kendiyle birlikte üç çocuğunu öldüren, üç çocuğunu savaşlara kurban veren üç anne. üçü de gerçek; ilki hanane hajj ali'nin kendisi, ikincisi lübnan dağı'ndaki bir köyde yaşayan ve saygıdan oyunda adı yvonne olarak değiştirilen kadın ve üçüncüsü hala hayatta olan zahra.
oyun sonundaki söyleşide hanane hajj ali açıklamamış olsa da, üç kadının hikayelerinin gerçek hayatlardan kaynaklanmış olduğu hissediliyordu. çünkü üç gerçek hayatı birbirine ilmikleyen kurgusal bir mit/oyun karakteri vardı oyunda: medea.
hanane hajj ali'nin tek kişilik gösterisinin bence en etkileyici yanı, bizim sahnelerimizdeki neredeyse hiç bir tek kişilik hikaye anlatıcılı oyunda olmayan, seyircinin oyuna dahil edilmesiydi; bizzat sahneye çağırıp dayanak görevi yükleyerek, oturduğu yerin önüne gidip onu oyundaki bir karaktere büründürerek, yvonne'un çocuklarına yedirdiği zehirli meyva salatalarını ikram ederek, oyundaki kilit karakterleri tanıtan kısa metinleri okutarak.. hanane hajj ali böylece sahnenin şimdi ve burada olma durumunu her an hatırlattı bize; hiç bir anında oyundaki hikayelerin trajedilerinde kaybolmadık; mesafemizi, eleştirel bakışımızı koruduk. anlatılan hikayeler o kadar can alıcıydı ki, böylesi daha uygundu, yoksa oyundan helak olmuş olarak çıkabilirdik; çok da yakındık o noktaya; bıçak sırtındaydık. nitekim, oyun ağlatmadı ama -başta da dediğim gibi- oyundan sonraki söyleşide hanane hajj ali'nin bütün gerçekliğiyle aktardığı anekdot bardağı taşıran damla oldu.

hanane hajj ali gibi usta bir hikaye anlatıcısıyla bizleri tanıştırdıkları için dünyada bir köşe festivali'nin düzenleyicilerine yürekten teşekkür ederim. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder