21 Mart 2009 Cumartesi

sıradışı sahneleme, balyoz gibi içerik: "infazcı no:14"

geçen sefer de yazmıştım; herhangi bir semaverkumpanya oyunu için taa kocamustafapaşa'ya yapacağınız bir yolculuktan pişman olmazsınız. evet, akatlar'a, kadıköy'e, beyoğlu'na ve bir çok başka semte turne yapıyorlar, ama onları kendi mekanlarında seyretmek bambaşka bir deneyim.
bu akşam seyrettiğim "infazcı no:14" ise kesinlikle kocamustafapaşa'daki çevre tiyatrosu'nda izlenmeli!

salon kapısı açılacak koltuğumuza oturacağız diye fuayede beklerken, bizi tiyatronun kulisine yönlendirdiler. daracık koridorlardan geçtik, yüksek basamaklı merdivenlerden indik çıkdık, kumpanya'nın mutfağından geçtik ve sonunda kendimizi sahnede bulduk. perde kapalıydı. sahneye bizler, seyirciler için sandalyeler yerleştirilmişti. oturduk; yaklaşık 20 kişi kadardık. sahnenin ışıkları karardı, perde açıldı, salonunun tamamı gözlerimiz önüne serildi.

her yer sisler altında, en arkada endirekt yoğun bir ışık hüzmesi altında bir adam toprağı kazıyor, salonun bütün derinliğini kullanan sahne/salon tasarımında koltukların arasına üç dinin mezar taşları ve kuru ağaç dalları yerleştirilmiş.
müthiş etkileyici, seyirciyi anında oyunun bağlamına/atmosferine sokan çok başarılı bir sahne/salon tasarımı. cem yılmazer'i kutlamak lazım. etkileyici ışık tasarımı ve atmosferik müzik tasarımı da yılmazer'e ait. (müzik'in ortak bestecisi utku inan)
"infazcı no:14"ün ortak yönetmenleri ışıl kasapoğlu ile gülin kılıçay.
tek kişilik oyunun benzersiz aktörü ise, daha önceki semaverkumpanya oyunlarında birbirinden çok farklı iki rolde, "murtaza"nın murtaza'sında ve "trainspotting"in renton'unda kendisine hayran kaldığım ve yine harikalar yaratan tansu biçer'di.

"infazcı no:14" bir iç savaş sırasında yaşananları anlatıyor. din ve ırk olgularının nasıl insanları/toplumları birbirine düşürdüğünden bahsediyor; yalın ve etkileyici bir dille! semaverkumpanya'nın bu yıl prömiyer yapan ve iç savaş olmasa da bir dikta rejimi ortamını konu alan "resmi geçit" adlı oyunu ile "infazcı no:14" arasında gerek atmosfer gerekse içerik olarak paralellikler kurmak mümkün; korku, acı, ümitsizlik, çaresizlik, yalnızlık, öfke, kaybolmuşluk..

bu iki orta-metraj oyun, "infazcı no:14" ile "resmi geçit" (yaklaşık olarak ilki 60, ikincisi 55 dakika sürüyor), 27 mart tiyatrolar günü vesilesi ile kocamustafapaşa'da tek biletle arka arkaya sahnelenecek. aynı tarife 28 nisan'da da enka oditoryumu'nda gerçekleşecek. kaçırmayın!

1 yorum:

  1. Benim tortularım;
    • kedilerden korkan bir çocuğun savaşçıya dönüşmesi,
    • erkek egemenliği, savaş ve din arasındaki ilişki,
    • kirli düzenin güven üzerinden kimlik-aidiyet-milliyetçilik duygusunu nasıl beslediği,
    • başkasının acısı,
    • kayıtsız kaldığımız kötülüğün gelip bizi bulması.

    Blog’un aracılığı ile bu vurucu metni yazan adel hakim’i, zor oyunun hakkını veren tansu biçer’i, yönetmenler ışıl kasapoğlu ile gülin kılıçay’ı, muhteşem sahne tasarımını hazırlayan cem yılmazer’i ve oyunda emeği geçen tüm diğer kişileri ben de tebrik etmek isterim.

    Ayrıca işaret etmeden, sadece uygunsuzluğu tarif etmek için oyun süresince sürekli hışırdayan arka sıramdaki izleyiciyi de anmak istiyorum.

    YanıtlaSil