Artı sermayenin emilmesi sürecinde kentleşmenin önemli bir rol oynadığı ve bunu da giderek büyüyen bir coğrafi ölçekte gerçekleştirdiği, ancak bu sürecin kentli kitleleri şehir üzerinde her tür haktan mahrum bırakan ve giderek yaygınlaşmakta olan yaratıcı yıkım süreçleri pahasına gerçekleştiği sonucuna varabiliriz. Bu durum dönem dönem başkaldırıya yol açar, tıpkı mülksüzleştirilen kitlelerin yitirdikleri şehri geri almak için ayaklandığı 1871 Parisi'nde olduğu gibi. 1968'lerde Paris'ten Bangkok'a, Mexico'dan Chicago'ya uzanan kentsel hareketler de kapitalist inşaat şirketleri ve devlet tarafından dayatılandan farklı bir şehir yaşantısı tarif etmeyi amaçlıyordu. İçinde bulunduğumuz bağlamda mali güçlükler artacak olursa, kapitalist üretim fazlasının kentleşme aracılığıyla soğrulması sürecinde bugüne dek geçerli olan neoliberal, postmodern, tüketime dayalı evrenin sonu geldiyse, ve eğer daha geniş çaplı bir kriz patlak verecek olursa, karşımıza çıkacak olan soru şudur: Bizim '68'imiz nerede, hatta daha ileri giderek, nerede bizim Komünümüz?
..."
- David Harvey
(çeviri: Ayşe Deniz Temiz)
Metis yayınları, Mart 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder