26 Haziran 2018 Salı

sinema tadında tiyatro: fc bergman'dan "JR"


önceden bildiğiniz, işlerini tanıdığınız bir yönetmenin veya topluluğun gösterisine bilet alırsınız; beklentiniz az çok bellidir, genellikle sürpriz olmaz, memnun kalırsınız, ya da bazen düş kırıklığına da uğrayabilirsiniz, ama yine de, eğer o yönetmeni/topluluğu seviyorsanız, iş kötü de çıksa takip etmiş olmak yeterlidir sizin için.
bazen de hiç tanımadığınız bir yönetmen veya topluluk çıkar karşınıza, vaktiniz müsaittir, alırsınız bir bilet ve hiç beklemediğiniz şekilde büyülenirsiniz; o yönetmen/topluluk belli bir süredir mevcuttur ama sizinle yolu kesişmemiştir daha önce, onu yeni tanımışsınızdır. hele de çok bilinen bir yönetmen/topluluk değilse, onları sanki siz "keşfetmiş" gibi hissedersiniz. işte, fc bergman da benim için öyle oldu.
holland festival'e gidiş nedenim, önceden işlerini, tarzını bildiğim ivo van hove'nin yönettiği altı saatlik "roma trajedileri" idi, boş akşamıma da fc bergman'a bilet almıştım. "roma trajedileri" şahaneydi, fc bergman'ın 4.5 saatlik tour de force'u "JR" da!

fc bergman belçikalı bir kolektif. 2008'de bir araya geldiklerinde altı kişilermiş, şu anda dörde inmişler, ama diğer iki sanatçı hala toplulukla dirsek temasındaymış.
fc bergman'ın internet sitesine girip baktığınızda, işlerinin fotoğrafları zaten sizi yeterince cezbediyor; işlerinden bahsedilirken pina bausch, romeo castellucci ve christoph marthaler referansları veriliyor; iki yıl önce yere-özgü işleri "het land nod" (nod'un ülkesi) ile, tiyatro camiasının greenwich'i avignon festivali'ndeymişler.

geleyim "JR"a:
"JR" william gaddis adlı amerikalı bir yazarın 1976'da kaleme aldığı 600 küsür sayfalık bir tuğla-roman. merkezde; şirket kurup wall street'e uzanan 11 yaşında bir ortaokul öğrencisi var, çeperde ise eşzamanlı olarak alakalı alakasız bir sürü karakter ve hikaye.
romanın bir diğer ilginç yanı ise; sadece diyaloglardan oluşması, o kadar ki diyalogları kimlerin söyledikleri bile belirtilmemiş. romanı baştan sona okumadım, bir kaç sayfasına göz gezdirdim; kasırga gibi allak bullak edici, bir taraftan da bulmaca gibi bir metin.

fc bergman ekibi tam da romanın biçimsel özelliğini kullanan bir sahneleme gerçekleştirmiş; nefes kesici, cezbedici ve eğlenceli.
bir kere yapım konvansiyonel bir tiyatro binasında sahnelenmiyor, sahnelenmesi de mümkün değil zaten, hatta konvansiyonel bir kara-kutu sahne de imkansız. devasa bir hangara ihtiyaç var. mesela amsterdam'da 1934 yılında inşa edilmiş yiyecek hali'nde (central markıjthal) sahnelendi.

devasa boşluğun ortasında dört katlı kare tabanlı bir kule, adeta bir babil kulesi gibi yükseliyor; dört tarafına seyirci tribünleri yerleştirilmiş. hikayelerin günümüzün babil'i new york'ta geçtiği ve çok karakterli olduğunu düşündüğümde, yapımın mekan tasarımını benim okuma şeklimin, yani benzetmemin ötesinde; fc bergman kolektifi de sahnede gerçekten bir "babil kulesi" yaratmak istemiş olabilir.

kulenin katları beyaz kalın storlarla örtülü. bu dört katlı kulede; bazı katlardaki storların yanlara doğru açıldığı, her katta her yönde mekanların olduğu, bu mekanların içinde oyunun karakterlerinin eşzamanlı olarak yaşadıkları, iki kameramanın katlar arasında mekik dokuyarak yaşananları canlı kaydettiği, canlı kayıt görüntülerinin storları o sırada kapalı olan katların beyazperde görevi gören yüzeylerine yansıtıldığı, oyun sırasında tribünlerin yan boşluklarından sahne görevlilerinin ya kuleye eşya taşıdığı ya da kuledeki mekanlardan eşya götürdüğü, storları kapalı katlarda duvarların bile yerlerinin oyun esnasında değiştirildiği bir düzen kurulmuş; inanılmaz bir zamanlamayla, saat gibi tıkır tıkır işleyen, kimsenin kuyruğunun kimseninkine dolanmadığı müthiş bir trafik tasarlanmış.

oyunculuklar çok iyi, dekor ve kostümler, müzik, ses ve ışık tasarımları; hepsi tek kelime ile mükemmel.
üstüne üstlük; canlı video görüntülerinin kalitesi film tadında. yani o iki hareket halindeki kameraman tarafından canlı kaydedilen görüntüleri üzerinde hiç oynama yapmadan olduğu gibi kullan, al sana bir paul thomas anderson filmiı; dönem bakımından "boogie nights" havasında, eşzamanlı olarak bir çok hikaye anlatımı ve arka planda kullanılan ritmik müzikle bu hikayelerin birbirine bağlanarak bütünselliğin sağlanması gibi kurgu/biçim tercihi açısından ise kesinlikle "magnolia" tadında.
4.5 saat nasıl geçiyor farkına bile varmadım; tek, flemenkçe bilmediğime hayıflandım, çünkü ingilizce altyazıyı okurken ister istemez kulenin çeşitli katlarında eşzamanlı gerçekleşen olayları istediğim gibi takip edemedim. hoş, flemenkçe bilse bile insan, aslında bu yapımı dört defa seyretmek lazım; dört ayrı yönden/açıdan.

"JR" mart ayında antwerp'te prömiyer yaptıktan sonra gent'te ve amsterdam-holland festival'e konuk oldu. bundan sonraki açıklanmış ilk turnesi taa nisan 2019'da paris'e.
imkanı olanlar kaçırmasınlar; çok özel bir deneyim!


(fotoğraflar: mehmet kerem özel, 17.06.2018, central markthal - amsterdam)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder