
arkadaşımla geçen yaz gittiğimiz zakintos'taki zeytinliklerde bin yıllık zeytin ağaçlarıyla karşılaşmıştık, hatta turistik nesneye döndürülmüş olan bir tanesi 2000 yaşındaydı; hepsinden çok etkilenmiştik. aegina'ya gelirken buranın fıstıklarıyla ünlü olduğunu biliyorduk ama kadim bir zeytinliği olduğunu ve o zeytinlikte müthiş etkileyici şekilde ayakta duran zeytin ağaçlarıyla karşılaşacağımızı bilmiyorduk.
adanın güneybatısında sahil yolundan dik bir yokuşla doğuya sapıp, belli bir süre toprak yolda gittikten sonra, arabayı park edip, 15 dakika kadar yürüyerek ulaştığınız bir zeytinlik burası; (eğer araziye uygun taşıtınız varsa dibine kadar da gidebiliyor.
zeytinlik makilik dağ ve tepelerle çevrili, etrafında bol bol da kayalar var. zakintos'takinden farklı olarak buradaki zeytin ağaçlarının, özellikle de en etkileyici olan bir tanesinin köklerinin toprakla kurduğu ilişki, benzersiz; ortada tek başına duran bu ağacın kökleri sanki, yere oturmuş bol etekli bir kadının eteğinin onu zeminde çepeçevre sarması gibi bir görüntüye sahipti. ayrıca, içi boşalmıştı, süzülerek girilebiliyordu, ki içerideki görüntü de çok etkileyiciydi.
arabaya dönüş yolunda patikanın iki tarafındaki eflatun-mor çiçekleri açmış kekiklerden topladık avuçlarımıza. bunlara da yine ilk defa zakintos'taki manastırda rastlamıştık; papazlar çiçek zamanı toplamış, küçük paketler halinde satıyorlardı.
.
aegina'da iki arkeolojik alan var. biri analimanda colonna (apollon tapınağının da bulunduğu akropolis), diğeri kuzeydoğu tarafındaki dağların atina'ya bakan tepelerinin birinin üzerindeki aphaia tapınağı.
aphaia bir peri. zeus'un kızlarından biri. bakire tanrıça artemis'e benzer bir külte sahip olan aphaia'ya aegina adası'nda milattan önce 2. binyıldan beridir tapınılıyormuş. zaten adına inşa edilmiş aphaia tapınağının bulunduğu konumun kült niteliği/anlamı/kullanımı da çok daha kadim zamanlara kadar inse de, günümüze kalmış hali milattan önce 500-490'lara tarihleniyor. bu yapı yunanistan'da ayakta kalmış en eski tarihli tapınakmış.

milattan önce 500-490'lar aegina ada devletinin kültürel ve politik olduğu kadar ticaret yolları üzerinde olmasından dolayı da ekonomik olarak en güçlü ve zengin olduğu yıllarmış. tapınak dor stilinde bir yapı. iyon ve korint'le birlikte tarihsel sıralamada üç stilden biri olan dor, aralarından kişisel olarak en sevdiğim, çünkü yalın ve kunt bir tasarıma sahip, diğerleri gibi inceltilmemiş, kıvrımlaştırılmamış.
.
akropolisin bulunduğu alana colonna denmesinin nedeni, venedikli denizcilerin apollon tapınağının ayakta kalmış tek kolonunu denizden oryantasyon için kullanmalarından dolayıymış. buradaki apollon tapınağı geç 6.-erken 5. yüzyıla tarihleniyormuş. akropolis'teki diğer yapılar ise m.ö. 4000 ile m.s. 9. yüzyıl arasındalarmış; yani tarih öncesinden bizans dönemi kadar..

colonna'nın bir burun yapıyor, iki yanında birer koy var, ikisinden de denize giriliyor.
colonna sit alanının içinde mütevazi bir müze var. kırma çatılı, avlulu, yalın ve gösterişsiz tasarımıyla insancıl bir yapı. sergilenen koleksiyon pek ilgi çekici değil, ama hazır alana girmişken göz atılabilir.
.
aksi belirtilmedikçe bütün fotoğraflar © mehmet kerem özel, 6-8 haziran 2025, aegina adası





























Hiç yorum yok:
Yorum Gönder