Kapı çalındı.
"Ne var?" diye sordu Persikov.
Kapı hafifçe gıcırdadı ve içeri Pankrat girdi. Hazırolda durdu ve tanrının karşısında korkudan sarararak şunları söyledi:
"Burada biri var, sayın profesör, Kadert diye biri geldi."
Bilginin yüzünde tebessüm benzeri bir şey belli belirsiz göründü. Gözlerini kıstı ve mırıldandı:
"İlginç. Fakat su anda mesgulüm."
"Kremlin'den, resmi evrakla geldim, diyorlar."
"Kader, resmi evrakla? İlginç bir birliktelik," diye mırıldandı Persikov ve ekledi: "Gönder bakalım şunu, ne istiyormuş!"
"Emredersiniz," dedi Pankrat ve kapının ardında kayboldu.
Bir dakika sonra kapı tekrar gıcırdadı ve eşikte biri belirdi. Persikov'un sandalyesi gıcırdadı, omzunun ve gözlüklerinin üzerinden bakışlarını gelene dikti. Persikov hayattan çok uzaktaydı, onunla ilgilenmezdi, ancak gelen adamın en temel ve önemli özelliği Persikov'un bile gözüne battı. Ciddi bir biçimde eskilerin modasına uygun giyinmişti. 1919 yılında bu adamın başkentin sokaklarında dolaşması gayet makul sayılabilirdi, 1924'ün başlarında da idare edilebilirdi ama 1928 yılı için çok garipti. Proletaryanın çoğunun, hatta fırıncılar gibi modayı geriden takip edenlerin bile ceket giydiği, demode bir kıyafet olarak 1924'ün sonlarında bırakılan savunma üniformasının tek tük görüldüğü bir zamanda, içeri giren adamın üzerinde deri kruvaze bir ceket, yeşil pantolon, ayaklarında dolaklar ve kenarları lastikli, bağcıklı botlar, yan tarafında da sarı, çatlamış kılıfında duran kocaman, eski yapım bir mavzer tabanca vardı. Gelen adamın yüzü Persikov'da da, herkeste uyandırdığı fena halde sevimsiz biri olduğu izlenimini uyandırıyordu. Küçük gözleri dünyaya hayretle, aynı zamanda da güvenle bakıyordu, düztaban ayakları ve kısa bacakları ona laubali bir hava katıyordu. Yüzü morarıncaya dek tıraş olmuştu. Persikov'un kaşları çatıldı hemen. Adama artık gözlüklerin üzerinden değil, tam ortasından bakarak acımasızca döner koltuğu gıcırdattı ve mırıldandı:
"Bir evrak mı getirdiniz? Görelim bakalım."
-Mihail Bulgakov
Everest Yayınları
Rusça aslından çeviren: Erdem Erinç

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder