mehmet kerem özel'in hayata ve sanata dair yaşadıklarını, takip ettiklerini, tanık olduklarını ve izlenimlerini paylaştığı günlüğü. [for english version please visit danzon2017.blogspot.com.tr]
20 Mart 2011 Pazar
onnik amca'nın film listesi
onnik amca 1989 yılında, tam olarak sağ üstteki tarihten belli, 12 mart 1989'da yazmış bu listeyi; adı o zamanlar "sinema günleri" olan 8. istanbul film festivali'nde görmek istediği filmlerin listesi.
onnik (ermenicede ohannes adının samimiyet içeren kısaltılmışı) amca gençliğinde, 1950'lerde 60'larda herkes gibi sinemaya gidermiş. 70'lerdeki seks filmleri furyası ve 80'lerin başında da ülkenin genel yoksunluğundan dolayı sinemadan ayağı kesilmiş.
1987-88 gibi apartman komşumuz olmalarıyla ailecek tanıdık onnik amca ile eşi nebiş teyzeyi (nebiye'nin kısaltılmışı) ve dost olduk. çocukları yoktu, apartmanın çocuklarını, yani bizleri çocukları bilirlerdi.
[tahmin edileceği üzere ermeni onnik amca ile türk nebiş teyzenin aşkı film gibidir; bambaşka bir yazının konusu. hele de geçen akşam galata perform'da "yüzyılın aşkı"nı izlemişken, sanatçının hayalgücünün hayat karşısında bazen ne kadar kısır kalabileceğini düşünmedim değil!]
apartmanın çocuklarından ayrı olarak benim onnik amca'yla aram başka bir iyiydi; 17-18 yaşında bir genci büyük adam gibi kabul eder; benimle her şeyi konuşurdu. her şey hakkında sohbet ederdik, tartışırdık; beni kızdırmayı, zorlamayı severdi.
ayrıca; king oynardık, televizyonda tenis maçı seyrederdik.
benim için onnik amca ikinci bir baba gibiydi, onnik amca ile nebiş teyzenin evi de üçüncü bir ev; üçüncü çünkü aynı apartmanda oturduğumuz anneannelerimki ikincisiydi. evde yemeği beğenmezsem anneannemlere iner, onlardakini de gözüm tutmazsa -ki anneannem ve yemek sözkonusu olunca böyle bir durum çok ender olurdu-, nebiş teyzelere iner, teklifsizce sofralarına otururdum; iki kişilik hazırlanmış masaya bir tabak daha eklenirdi.
tiyatro, konser ve sinemaya olan merakım onnik amcayı da tetiklemiş, film festivali sayesinde de ilgisini tekrar sinemaya çekmeyi başarmıştım. onun da tam, fabrikasını kapatıp kendini emekliye ayırma dönemiydi. müsaitti, meraklıydı, hevesliydi.
onnik amca'nın eline festival kitapçığını tutuşturduğum ilk yıl 1989'du; "bizimkiler de gidecekler, siz de seçin ilginizi çekenleri" gibi bir şeyler demiş olmalıyım.
onnik amca teker teker bütün filmleri okumuş ve sanırım üç-dört gün sonra yukardaki listeyi vermişti bana; büyük bir ihtimam ve zaman harcayarak daktiloda yazılmış şekilde; sadece günü, seansı, sineması değil, dakikasıyla da.
liste üzerindeki el yazıları bana ait; onnik amca'nın mükemmel listesine bir-iki öneri yapıp eklemelerde bulunmuşum.
bu liste, çok sevdiği birisi olarak benim özel ilgi duyduğum bir şeye onun gösterdiği özenle aslında bana verdiği değeri somutlaştıran bir göstergeydi. o zaman bunu fark etmemiştim ama şimdi, bugünden geriye bakınca kesin böyle olduğunu hissediyorum.
1999'daki zamansız vefatından iki yıl öncesine kadar onnik amca, nebiş teyze ve bizimkilerle nice film festivali geçirdim.
ilk defa onnik amca sayesinde emek sineması'na -herkesin bildiği ve benim de yıllarca bellediğim istiklal caddesi tarafından değil de- arkadan, tarlabaşı'ndan kestirme gitmeyi öğrendim. bu sayede kaç filme vaktinde yetiştim; taksim'den istiklal boyunca koşturmak yerine, tarlabaşı üzerindeki ömer hayyam'dan içeri dalıp, aradan arka sokaklardan geçerek.
annemler ve onnik amcalarla aynı filme gitmediğimiz zamanlarda seans aralarında buluşup beraber yemek yerdik, filmleri tartışırdık; görmediğimiz filmleri birbirimize tavsiye ederdik.
listeye dikkatlice bakılırsa, sanat sinemasına özel ilgisi olmayan ama müthiş bir hayat tecrübesi ve görüşü olan onnik amca'nın bir çok iyi filmin yanında "aşk üzerine küçük bir film"i de seçtiği fark edilebilir.
filme ben bilet almamıştım. onnik amca ile nebiş teyze ise filmden eve geldiklerinde çarpılmış gibiydiler: "bir film seyrettik ki üffff!!!" ertesi gün sadece bu filmden konuştular; yönetmenin insan doğasını anlatış şekline, gözlemlerine, ustalığına, hikayeye, oyunculara hayran kalmışlardı.
festivalin son günüydü ve filmin gösterimi yoktu; kaçırdığıma ne hayıflanmıştım. 2-3 yıl sonra film vizyona girdi ve ben kieślowski'yle tanışmış oldum.
uzun yıllardır en sevdiğim yönetmenler listemde birinci sırada olan krzysztof kieślowski'yi ilk olarak onnik amca'nın hayran olup bana tavsiye ettiği bu filmle; onnik amca sayesinde tanıdım.
Bu yazı için teşekkürlerimin kabulünü rica ederim. Ne güzel bir Türkçe.
YanıtlaSilYazıyı beğendiğinize pek memnun oldum Gülda Hanım.
YanıtlaSil