mehmet kerem özel'in hayata ve sanata dair yaşadıklarını, takip ettiklerini, tanık olduklarını ve izlenimlerini paylaştığı günlüğü. [for english version please visit danzon2017.blogspot.com.tr]
3 Mayıs 2018 Perşembe
nancy naous'dan "benim için sen eğit"
dünyada bir köşe / a corner in the world festivali üçüncü yılında takvimdeki yerini değiştirerek tekrar karşımızda. festival kapsamında 2-13 mayıs tarihleri arasında akdeniz ve ortadoğu coğrafyasından gösteri sanatları örnekleri bizleri bekliyor. kolay kolay şehrimize konuk edilmeyen ülkelerden geliyor festival sanatçıları: lübnan, fas, cezayir, iran.. bu açıdan festivali çok önemsiyorum; yakınımızdaki benzer kültürel coğrafyalarda neler üretiliyor, nasıl sergileniyor, hangi konular dert ediliniyor merak ediyorum. fatih gençkal ve çalışma arkadaşlarına bu yapımları ayağımıza kadar getirdikleri için ne kadar teşekkür etsek az. keşke kıymetini bilsek. dünyada bir köşe de sonunda idans'ın akıbetine uğrayıp, takvimlerden kaybolup gitmese..
festival sadece gösterilerden oluşmuyor; konserler, söyleşiler, atölyeler de var. festivalde sadece yabancı yapımlar da yok, a corner in the world oluşumunun 2017-18 sezonu içinde ürettiği işler gösteriliyor. keşke bir de yerli prömiyer olsaymış.
dün başlayan festivali ben bu akşam bir gösteri ile açtım: lübnan'lı nancy naous'nun avrupa prömiyerini daha yeni, 15 nisan 2018'de fransa'da yapmış olan "fa’addebhou li" (benim için sen eğit / train him up for me) adlı işiyle.
naous'yu bir önceki festivalden tanıyoruz; "these shoes are made for walking" adlı işiyle konuk olmuştu. bu anlamda; festivalin bazı sanatçıları takibe alması, seyircisine o sanatçıları her yeni işiyle sunması övgüye değer.
nancy naous'nun işi ortadoğulu erkek bedenini sorguluyordu; erkek bedeninin içindeki dişil ve eril enerjileri, erkeksi ve kadınsı tarafları. sahnede iki erkek dansçı vardı; ama sanki tek bir erkekliğin bölünmüş halleriydiler. her açıdan zıtlıklar barındırıyorlardı; mavi ve kırmızı kıyafetleri, birinin yapılı diğerinin narin bedeni, birinin saçlarının uzun diğerinin kısa olması gibi..
belki de en eril spor türü olan boksun hareket vokabüleriyle başladı koreografi; aynı hareketi yapılı olan erkeksi ve sert, narin olan kadınsı ve yumuşak tarafını öne çıkararak icra etti.
narin olanın uzun saçlarını topuz yapması sekansında; iki kere kendi saçını topuz yapıp dağıttıktan sonra üçüncü kere yaparken yapılı olanla ellerinin saçların üzerinde birleşmesi, narin olanın ellerini çekip topuz yapmayı yapılı olana bırakması, o ana kadar ayırmış gibi görünen iki erkeğin aslında tek bir erkeğin iki yüzü olduğu mesajını veriyor gibiydi benim için.
dansçılar daha sonra enerjileri değiş tokuş ettiler; narin olanda eril enerji yapılı olanda dişil enerji öne çıktı. bunda; narin olanın siyah boyayla yüzüne bir bıyık, yapılı olanın da kırmızı boyayla saçlarını ve peçe gibi yüzünün alt kısmını kaplaması; yani "geçici" yüzeysel eklemelerle diğer taraflarını ortaya çıkarmaları etkili oldu.
sona doğru iki beden de sadece dişil enerjiyle hareket etmeye başladı. ışıkların iyice loşlaştığı son sekansta ise sahnede birer silüete dönüşen bedenler, altlarındaki pantolonları da çıkardıklarında cinsiyetlerinin onlara atfettiği yüklerden, anlamlardan ve zorunluluklardan arınmışlardı.
nancy naous'nun cesaretli işi, istanbul'da yabancı yapım izlemeye hasret benim gibi seyirciler için bulunmaz fırsattı.
13 mayıs'a kadar bir çok yabancı yapım seyredilmeyi bekliyor; programa bir göz atın, kaçırmayın, sonra pişman olmayın..
hamiş:
küçük ölçekli bir festivalde, örneğin bu akşam aynı saate iki yabancı yapım koymak sanırım programı hazırlayanların boşluğuna geldi; halbuki bomontiada'daki gösterinin başlama saatini bir saat ötelemiş olsalardı, dün akşam o işi izleyemeyen benim gibiler naous'nun işini izledikten sonra mimar sinan güzel sanatlar üniversitesi bomonti yerleşkesi çağdaş dans anasanat dalı şebnem selışık aksan sahnesi'nden çıkıp 21:30'da o gösteriye yetişebilirlerdi.
ayrıca; merak uyandırıcı alt 29'59'' seçkisinin de, programda neden çoğu insanın işte olduğu hafta içi gündüz saatlerine konduğunu anlayabilmiş değilim; haftasonlarına kıran mı girdi!
boyutlarıyla istanbul'da tatmin edici kalmış neredeyse tek gösteri sanatları mekanı olan mimar sinan güzel sanatlar üniversitesi bomonti yerleşkesi çağdaş dans anasanat dalı şebnem selışık aksan sahnesi'nin kasım 2017'deki atta çocuk ve gençlik festivali'nden sonra bu festival için de kapsamlı bir programla açılmış olmasından mutluluk duyduğumu belirtmek isterim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder