mehmet kerem özel'in hayata ve sanata dair yaşadıklarını, takip ettiklerini, tanık olduklarını ve izlenimlerini paylaştığı günlüğü. [for english version please visit danzon2017.blogspot.com.tr]
25 Eylül 2014 Perşembe
heiner goebbels'le ruhrtriennale üzerine
konsepti, sahne sanatlarına özgür ve deneysel alan açmak konusunda hınzır fikrilerin mucidi belçikalı sanat insanı gerard mortier tarafından 2001 oluşturularak başlatılan ruhrtriennale bence dünya üzerindeki en heyecan verici festivallerden biri. diğerlerinden iki temel noktada ayrılıyor:
1- sahneleme mekanı olarak sadece eski endüstri yapılarından dönüştürülmüş yapılar kullanılıyor,
2- genel sanat yönetmeni üç yılda bir değişiyor (başlığındaki "üç yılda bir" ibaresinin menşei de buna dayanıyor zaten).
festivalin 2012-2014 yıllarında genel sanat yönetmenliği yapmış olan heiner goebbels ayrılıyor; önümüzdeki sene johan simons'un üç yıllık dönemi başlıyor. goebbels'e istanbul tiyatro festivali'ne 2002 yılında konuk olduğu "hashirigaki" adlı işinden aşinayız; kendisi besteci, yönetmen, yazar ve aynı zamanda eğitimci.
bu vesileyle wz'den ulrich fischer'in goebbels ile yaptığı ve gazetenin internet sitesinde bugün yayınlanan röportajı türkçeye çevirerek paylaşıyorum:
bay goebbels, genel sanat yönetmenliği döneminiz bitiyor. daha fazla zamanınız olmadığına üzülüyor musunuz yoksa bu yükten kurtulacağınız için mutlu musunuz?
bu pozisyonu hiç bir zaman yük olarak görmedim. ve benim için üç yıllık bir süre dilimi en mükemmel olanı. eğer bu fırsatı benim denemeye çalıştığım "çok kişisel çağdaş bir estetiğin sunulması" şeklinde yorumluyorsanız, üç yıldan sonraki değişim bir festivale iyi gelir. çünkü arkasıdnan başka birisi gelir ve ağırlık noktalarını yeniden belirler.
sizden önceki genel sanat yönetmenlerinden farklı olarak siz ruhrtriennale'yi sadece yönetmediniz, aynı zamanda yapıtlar sahneye koydunuz da. festival iyi bir platform sunuyor mu?
dünyanın en iyi festivallerinden biri olduğunu düşünüyorum. öncelikle, gösteri mekanları ve endüstri anıtlarının sanatçılar için bir meydan okuma olduğu kadar büyük bir şans ta teşkil etmeleri. ikinci olarak; festival sadece yapımları davet etmeyi değil bizzat yapım üretme imkanı da vermesi. üçüncü ise büyük bir açıklıkla ve merakla festivalin çizgisini takip eden seyirci profili. bu yıl yaklaşık %90 doluluk oranına ulaştık.
ruhrtriennale'de iyileştirilmesi gereken şeyler görüyor musunuz?
seyirci yaş ortalamasını bilinçli olarak gençleştirmeye çalıştık, başardık da. bunun devamı sağlanabilir. kendimi repertuar sisteminden bağımsızlaştırdım ve ta en başında şunu söyledim: başka bir yerde görülemeyecek ve başka yerde yaratılamayacak şeyleri göstermek istiyorum. buna geleneksel anlamda tür sınırlarını muğlaklaştıran yapımlar ve aynı zamanda görsel sanatlar da dahil.
ama tabii, bu sorunuzu her genel sanat yönetmeni kendi cevaplamalı. halefim johan simons'un tavsiyeye ihtiyacı olduğunu sanmıyorum. çok başarılı bir tiyatro insanı ve sanat yönetmenidir; eminim çoktan bir plan yapmıştır bile.
herkese kapınızın açık olduğunu, ruhrtriennale'nin seyircisinin hiç bir altyapıya ihtiyacı olmadığını defalarca söylediniz. bu kadar avantgard bir festivalde bu gerçekten doğru mu?
yeni'nin karşısında hepimiz eşitiz; eğitimli ya da değil. burada anlamadığımız, ama başka yollara ulaşmamızı sağlayan yeni dillere kulak verdik. seyirci sayısının artması da, kolay erişebilirliğin çağdaş sanat kavramının karşısında olması gerekmediğini kanıtladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder