mehmet kerem özel'in hayata ve sanata dair yaşadıklarını, takip ettiklerini, tanık olduklarını ve izlenimlerini paylaştığı günlüğü. [for english version please visit danzon2017.blogspot.com.tr]
15 Ağustos 2010 Pazar
"And I remember Rita / The way a sparrow remembers its stream"
bir yaz önce, sıcak bir temmuz günü enver ibrahim dinlerken yazmışım bloga; yeni albümü 2009 sonbaharında çıkacak, yeni grubu ile turnesi açıklanmış, istanbul gözükmüyor diye.
crr'ye mi gelir yoksa caz festivaline mi, olmadı mutlaka akbank caz getirir derken, bu akşam "ramazanda caz"ı açtı enver ibrahim quartet.
arkeoloji müzesi'nin bahçesinde, üstümüzde yıldızlar döner, pamukhelva misali bulutlar telaşla geçip giderken enver ibrahim ve grubu nemli ve serin bir istanbul akşamını benzersiz kıldılar. basklarinette muhteşem klaus gesing, basta björn meyer, bendir ve darbukada khaled yassine'in eşlik ettiği tunuslu udi enver ibrahim (anouar brahem) yine büyüledi bizi.
topluluk ağırlıklı olarak, ismi bir mahmud derviş şiirinden esinlenilmiş "the astounding eyes of rita"dan çaldı; ama ibrahim'in bir önceki ud-piyano-akordiyon üçlüsünden oluşan "voyage du sahar" albümünden de ud-basklarinet-bas üçlüsüne uyarlanmış parçalar da vardı konserin setlistinde.
hatta bis parçası da bu albümdendi; ön sıralardaki hayranları pek bir memnun oldular; biri çığlık attı, diğeri efkarlanıp sigara yaktı, bir diğeri "bravo"larla etrafı inletti.
enver ibrahim'in istanbul'da ciddi bir hayran kitlesinin olduğunu görmek memnun etti beni; konser doluydu ve, arkaları ve yanları bilemiyorum ama benim oturduğum yerde (3. sıra) ne çıt çıkaran vardı ne de başka bir şeyle (mesela telefonla) uğraşan.
enver ibrahim her zamankinden daha fazla eşlik etti müziğe sesiyle; arasıra şiddetlenen rüzgarın hışırdattığı ağaçların sesine karıştı enver ibrahim'in yumuşak ahenkli mırıldanmaları.
sanatçılar, yatsı ezanı sırasında usulca dindirdiler müziği, beklediler, sonra tekrar, kaldıkları yerden, usul usul devam ettiler çalmaya; izleyiciler bu iki este alkışlamamış olsalardı, ezan sesini içine alan tek bir uzun parçaya dönüşecekti o beste.
bir ara khaled yassine ayrıldı sahneden, ud basklarinet ve bas üçlü çalmaya başladılar, sonra bir baktık ki enver ibrahim de çekilmiş aradan, bırakmış çalmayı, gessing ile meyer'in çalgılarıyla yaptıkları sohbete kulak veriyor mutlu mesut.
sonlara doğru, uzakta bir yerde havaifişekler patlarken, arkeoloji müzesinin görkemli giriş merdivenlerinin sahanlığında bu sefer basklarinet ile darbuka atıştılar; inanılmazdı.
bu akşamki konser, kaynaklandığı albümün ötesine geçti, doğaçlamalarla ve sololarla derinleşti, derinleştikçe verdiği keyif sarhoşluğu katmerlendi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder