mehmet kerem özel'in hayata ve sanata dair yaşadıklarını, takip ettiklerini, tanık olduklarını ve izlenimlerini paylaştığı günlüğü. [for english version please visit danzon2017.blogspot.com.tr]
11 Nisan 2010 Pazar
film festivali 29 - izlenim 6: "dans rüyaları"
anne linsel ve kameraman rainer hoffmann yaklaşık bir yıl boyunca bütün provaları izliyorlar, kaydediyorlar. anne linsel gençlerin hepsiyle sohbet ediyor, hikayelerini öğreniyor, aileleriyle konuşuyor. bir yandan da wuppertal tanztheater’in prova mekanı lichtburg’da çalıştırıcılar jo-ann endicott ve bénédicte billiet’nin gençler ile her cumartesi günü yaptıkları provalara tanık oluyorlar.
bir zaman sonra, yapıt biraz çalışılıp, esas kadro için seçimler yapılması gerektiğinde pina bausch geliyor; gençlerin gayretlerinden, enerjilerinden, kendilerini adamışlıklarından o kadar etkileniyor ki, eleme yapmayıp birinci ve ikinci olmak üzere iki grup halinde çalışmaya devam edilmesine karar veriyor.
anne linsel deneyimli bir belgeselci. wuppertal’de oturuyormuş ve 1973’den beri pina bausch’u tanıyormuş; yani bausch’un wuppertal’e ilk geldiği günden itibaren. örneğin "kontakthof"u ilk sahnelendiği 1978'den bugüne en az yirmi kere seyretmişliği varmış.
anne linsel ile pina bausch’un karşılıklı güveni ve anne linsel’in titiz, dikkatli belgeselciliği sayesinde sanki o prova odasında hiç kamera yokmuşcasına yapılmış çekimler; müthiş içerden, derinden bir bakış linsel’inki.
tek bir noktada pina bausch rica etmiş çekim yapılmamasını; son genel prova sonrasında gençlerin yanına gidip onlarla konuşacağı zaman. görüntüleri yok ama linsel anlatıyor; pina bausch gözleri yaşlı şekilde, yapıtını ileriki dönemlere taşıdıkları için gençlere teşekkür etmiş.
pina bausch’un yanında, onunla beraber çalışan insanların onun kadar zarif, düşünceli, ince olacağını tahmin etmek zor olmasa gerek; ancak “dans rüyaları”nda birebir tanık olunca jo-ann endicott ile bénédicte billiet’nin gençlerle nasıl ilgilendiklerine, onları nasıl sakince, ilgiyle ve sevgiyle yönlendirdiklerine, ve hatta dans dışındaki hayata dair nasıl fark ettirmeden öğütler verdiklerine, insanın bir kere daha pina bausch’a hayran olmaması mümkün değil; bütün dünyadan bu birbirinden değerli, “güzel” insanları etrafına topladığı için.
“tanztraeume” (dans rüyaları pina bausch’un görüntülerinin olduğu son film. bu film çekildikten yaklaşık altı ay sonra ansızın hayata gözlerini yumdu pina bausch.
“dans rüyaları” sağlam bir belgesel; bir dans yapıtının nasıl ortaya çıktığını, dans ile hiç alakası olmayan, bu çalışmadan önce aynı kentte yaşadıkları pina bausch’un adını bile duymamış genç insanların nasıl dönüştüklerinin, değiştiklerinin sosyal-toplumsal belgesi.
“dans rüyaları” artık sadece rüyalarımızda buluşabileceğimiz ilahi bir sanatçı ile vedalaşmamız…
festival’deki gösterimleri kaçıranlar için müjde:
haziran sonunda, pina bausch’un “nefes”i istanbul’da eserken, goethe enstitüsü “dans rüyaları”nı bir kez daha gösterecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder