mehmet kerem özel'in hayata ve sanata dair yaşadıklarını, takip ettiklerini, tanık olduklarını ve izlenimlerini paylaştığı günlüğü. [for english version please visit danzon2017.blogspot.com.tr]
24 Şubat 2010 Çarşamba
demir leblebi: "broderskab"
if bağımsız film festivali’nin başından beri “bağımsız yaklaştığı” konulardan biri, zamanla festivalin demirbaş bölümlerinden birine dönüşen “gökkuşağı filmleri”; türkiye’deki festivaller arasında cesur bir kararla sadece gay ve lezbiyen filmlerine ayrılan tek resmi bölüm bu.
“gökkuşağı filmleri” bu yıl da yine mütevazi bir seçki ile karşımızdaydı; gözlerim "a single man"i aradı.
bu bölümden seyrettiğim üç film arasında en etkileyici olanı danimarka yapımı “broderskab” (kardeşlik) idi.
nicolo donato'nun filmi “broderskab” son yıllarda, tahmin edilesi zor ortamlarda (örneğin günümüzde kovboyların orta amerikası'nda veya ortaçağ'da samurayların japonyası'nda) erkekler arası aşkın anlatıldığı filmlere yeni bir halka ekledi: neonaziler arasında aşk.
neonazi grubuna ait “sert” delikalı jimmy ile geleceğe dair ne yapacağını bilemeden ortalıkta dolanırken yolu bu neonazi grubu ile kesişen yine "sert" bir eski asker lars'ın aşkı konu ediliyor.
iskandinav sinemasının tarif edilemez cazibesini [hayata farklı bir bakış açısı, kent ve kırsal peyzajlarda farklı bir ışık, acı ve kabuledilesi zor gerçeklerle kolkola yürüyen bir romantizm, bolca hüzün; dilim döndüğünde tarif etmeye çalıştım] taşıyan “broderskab”de senaryo tıkır tıkır işliyor, müzik ve kurgu özenli, kamera açıları atraksiyona kaçmıyor, görüntüler "titremiyor". filme çakılmanızı/kitlenmenizi sağlayan en önemli özellik ise oyunculuklar. özellikle neonazi jimmy'i oynayan david dencik sertlik ile şefkat, endişe ile kararlılık, masumiyet ile tutku arasında gidip gelen duyguları abartmadan, çok sakin bir incelikle, anlatılması gerçekten çok zor bir kabiliyetle canlandırıyor; belki şöyle diyebilirim: david dencik jimmy'i gözleri ile oynuyor, ne mimiğe ne jeste ne de beden diline ihtiyacı olmadan! filmi sadece onun gözlerini seyrederek takip edebilirsiniz ve duyguya dair hiçbir detayı kaçırmamış olursunuz.
“broderskab” zor bir film; izlemesi acı veriyor insana, boğazınıza takılıyor; filmdeki mutluluk sahnelerinin bile kısa süreli ve geçici olacağının hissi her an üzerinizde. çünkü bu tedirginliği giyinmiş olan bizzat filmin başkahramanları.
"broderskab" gerçekçi bir film; sert ve sulandırılmamış; [festivaldeki başka bir danimarkalı yönetmenin lone schefrig'in "an education" filmi gibi] sağ gösterip sol vurmuyor; sonuna, sapına kadar dürüst; acıysa acı, imkansız aşksa imkansız aşk! umut ise cılız; neredeyse yok denecek kadar az!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder