dün akşam alternatifim çoktu; işsanat'ta benzersiz kontrabasçı dave holland ve ekibinin konseri mi, çevre tiyatrosu'nda semaverkumpanya'nın yeni oyunu "lursin sokağı cinayetleri"mi, yoksa crr konser salonunda -kuvvetle muhtemelen ilginç- bir dört piyano konseri mi [konserin son yapıtının ravel'in bolero'su olması da beni çok cezbetmişti] diye kararsızca vakit öldürürken, tercihimi, sürpriz bir kararla, garajistanbul'daki dans tiyatrosu "expensive darlings" için kullandım.
gösterinin ne sloven koreografı maja delak'ı tanıyordum ne de yapımcı slovene institute emanat'ı.
[ama, aynı bir zamanlar iksv'ye duyduğum güvenle daha önce adını sanını duymadığım bir sürü sanatçının [örneğin 1988'de maurice bejart'ı, 1998'de pina bausch'u ilk defa istanbul'da canlı seyredene kadar tanımıyordum!] gösterilerine gidip çarpılmışsam, şimdilerde de garajistanbul'a kim gelse gözüm kapalı gidiyorum. hele de, bu etkinliğin düzenleyicilerinden biri, takdire şayan fransız-alman ortak kültür kanalı arte ise.
bir de merak var tabii işin içinde; ingilizler "merak kediyi öldürür" dese de, gösterinin kötü, sıkıcı veya bana uygun çıkmama olasılığı olsa da, bilmediğim ve yeni bir şeyleri izlemeyi/dinlemeyi her zaman heyecanverici/adrenalinarttırıcı bulmuşumdur.
kendi açımdan, sanatçıyı önceden tanımıyor olmamın başka hoş bir tarafı daha var: kafamda beklenti oluşturmuyorum; beklenti olmayınca hayal kırıklığı azalıyor :-)]
"expensive darlings" adlı gösteride koreograf maja delak ile dramaturg katja praznik'in temel çıkış noktası çağdaş dansın slovenya'daki ve kadın dansçıların çağdaş dans sahnesindeki durumları imiş. bir de; bu projenin siparişini veren slovenya'daki kadın festivali "city of women"ın o yılki genel başlığı: "mizah".
mizah deyince; eğlence ve komedi değil, tam da eski bir doğu-bloku ülkesine yakışacak koyulukta kara mizah, sert mizah; güldürmekten çok sırıttıran, eğlendirmekten çok düşündürten.
[belki de gösterinin en mizahi olan kısmını, biz -ve muhtemel bütün diğer sloven olmayan seyirciler- anlamadık; bizlerin, "sondaki marş benzeri" olarak tanımladığımız şarkı meğerse slovenya'nın milli marşının sözleri değiştirilmiş haliymiş ve slovenya'daki gösterilerde bu sahnede bayağı gülen oluyormuş.]
maja delak'ın gösteri sonrasındaki söyleşide belirttiği üzere, "expensive darlings" aynı zamanda, amerikalı psikolog silvan s. tomkins'in formüle ettiği utanç ile zevkin karşılıklı ilişki içinde olma halinden de oldukça esinlenmiş. [gösterinin oluşum sürecine dair zihinaçıcı bir metin için tıklayın]
ışık tasarımıyla basıklaştırılmış bir sahne... sahnenin ve kulisin çeşitli yerlerine gizlenmiş kameralardan alınan siyah-beyaz görüntülerin sahnenin önüne dizilmiş bir dizi televizyon ekranından sunulmasıyla yaratılan izlemeye ve kontrol etmeye dair baskıcı atmosfer... "peeping tom"... yedi birbirinden yetenekli kadın dansçının/tiyatrocunun sahnenin farklı noktalarına yerleştirdikleri objeleri kullanarak anlattıkları, zaman zaman birbiriyle kesişen "kişisel" hikayeleri, devinimleri, duruşları... prototipler: bir melek, bir vampirella, bir kabare dansçısı, bir gelin, bir matador... duygular, sıkışmışlıklar, engeller, gerilimler...
"expensive darlings", 18-27 kasım tarihlerinde düzenlenen "namus oyunları" alt başlıklı festival temps d'images kapsamında sunuldu garajistanbul'da.
geçen yıl bu zamanlar "namus oyunları" başlıklı bir etkinlik düzenlemişti garajistanbul. bu yılın haziran ayında da avrupa kaynaklı temps d'images gerçekleşmişti. şimdi bu iki etkinlik örtüştürülmüş.
kadın'ın toplum içindeki yerine dair yerli ve yabancı tiyatro-dans gösterileri, performanslar, paneller ve skype söyleşileri içeren "namus oyunları" festivali, kurban bayramı'nın ilk günü, oldukça anlamlı bir seçimle, murathan mungan'ın "taziye"sinin okuma tiyatrosu olarak sahneleneceği etkinlikle sona erecek.
festivalin 23.11.2009 tarihli fanzininde dansçı/koreograf şafak uysal'ın (güneşli pazartesi) "expensive darlings" hakkında bir yazısı çıktı. yapıtın ismini türkçeye "pahalı ciciler" olarak çeviren uysal'ın, bütünüyle çok beğendiğin yazısından küçük bir alıntı:
YanıtlaSil"temsilin ve teşhirin hem utanca hem de hazza dokunan keskin uçlarına aynı anda ve, eğer ki böyle bir şeyden bahsedilebilirse, neredeyse tamamen kadınlığa özgü denebilecek biçimlerde dokunmaktan çekinmeyen bir soyunma..."