şehir tiyatroları'nın mayıs aylarında düzenlediği genç günler son bir kaç yıldır başarılı yapımların çıkmasına vesile oluyor, yönetim de bu oyunları sezona taşıyor. geçen seneki yiğit sertdemir imzalı "leonce ile lena", başarılı olmasının yanısıra oldukça etkileyici bir yapımdı da; son yıllarda istanbul'da seyrederken heyecanlandığım ender oyunlardan biriydi.
genç günler'den bu sezona transfer olan oyunlardan biri "kafes"; yazarı mario fratti, yönetmeni ali gökmen altuğ.
"kafes"i iki nedenle merak ettim: mert turak ve hikmet körmükçü.
hikmet körmükçü'ye ışıl kasapoğlu'nun yönettiği "iki efendinin uşağı"ndan beri hayranımdır. mert turak'ı ise geçen sezon seyrettiğim "leonce ile lena"daki valerio ve "kabare"deki emcee rolleri ile tanıdım ve hayran kaldım.
hikmet körmükçü yılların verdiği ustalıkla, çok da söze ihtiyaç duymadan, gözleriyle, vücut diliyle çok şeyler anlatıyor. mert turak ise bukalemun gibi, daha önceki "yaramaz" rollerinden apayrı bir karakterde çok başarılı; içine kapalı, hayat deneyimi zayıf christiano'nun oyun boyunca geçirdiği değişimi dozunda bir yorumla sahneye taşıyor.
"kafes"te, "kabare"de sally bowles rolünü üstlenen senan kara tutumluer de rol alıyor, ve yine, çetrefilli bir rolü hakkıyla canlandırıyor.
"kafes", güçlü oyunculukların yanısıra düzgün ve incelikli rejisiyle de önce çıkıyor. örneğin; oyundaki baş karakterlerin (christiano, anne ve chiara'nın) duygularına ve birbirleriyle ilişkilerine bağlı olarak ellerini nereye koyacakları, nereye uzatacakları, neyi tutacakları ince ince hesaplanmış, düşünülmüş gibi geldi bana.
ancak, daha genel bakınca; "kafes"in rejisi, oyunun içerdiği "aslında hepimiz kafesteyiz" anafikrini sahneye taşımaktan daha ileriye gidebilecek potansiyele sahip olmasına rağmen, bu fırsatı hakkıyla kullanamamış gibi. örneğin; bir kültüre/topluma/dine/yaşam şekline/seçime hapsolmak/tecrit olmak/saklanmak/ortada ve görünür olmak bağlamında okunabilecek "kafesin içindeki perde" ile "pietro-chiara'nın yatağını çevreleyen perde" paralelliği daha iyi kullanılabilirmiş.
bir de; zaten toplamda 1.5 saat süren bir oyunu gereksiz yere iki perdeye ayırmak hem "kafeste olma atmosferini" zedeliyor hem de oyunun genel gerilimini düşürüyor; eğer sırf christiano'nun sakal değişimi ve kafesin içerisinin düzenleme değişimi nedeniyle ara verilmesi tercih edildiyse, bunlara pratik bir çözüm bulunabilirmiş sanki.
[oyunun yazarı mario fratti'yi daha önce tanımıyordum, özgeçmişini okuyunca bir sürprizle karşılaştım: bir kaç zamandır kendimi fragmanını defalarca seyretmekten alıkoyamadığım ve ileriki aylarda ülkemizde de vizyona girmesi muhtemel "nine" (dokuz) filminin uyarlandığı 1982 tarihli broadway müzikalinin uyarlandığı oyunun yazarıymış meğerse.
daniel day-lewis, penelope cruz, nicole kidman, marion cotillard, kate hudson, dame judi dench veeee sophia loren'in oynadıkları filmin fragmanı için: http://www.youtube.com/watch?v=y_5_lzags3I]
MUTHIS BIR BILGI VE GENIS ACILI BAKISINIZLA DEGERLENDIRDIGINIZ
YanıtlaSilVE PAYLASTIGINIZ ESSIZ BILGILER ICIN TESEKKURLER
EN KISA ZAMANDA GIDECEGIM.