mehmet kerem özel'in hayata ve sanata dair yaşadıklarını, takip ettiklerini, tanık olduklarını ve izlenimlerini paylaştığı günlüğü. [for english version please visit danzon2017.blogspot.com.tr]
24 Ocak 2021 Pazar
9 Ocak 2021 Cumartesi
dolunaya övgü : tonada de luna llena
siz siz olun, akademik bir makaleye çalışırken, sözlü şarkı dinlemeyin.. spotify'da "haftalık keşif" açıktı, sıradaki şarkı çalmaya başladığında, melodisi tanıdık geldi: adını ezbere bilmiyordum ama şarkının her viraj alışına çok iyi aşinaydım.
evet, tanıyordum bu şarkıyı, hatta çok da seviyordum.. şarkı dikkatimi ilk, bir kaç yıl önce işsanat'ta silvia perez cruz konseri sırasında çekmişti. cruz'un bu şarkının da içinde olduğu albümünü defalarca dinledim; yerel ispanyolca şarkılara yaylı çalgılar eşliğinde yaptığı cazvari yorumu çok yakıştırdım. cruz'un mezzo ve puslu sesine de hayran kaldım.. yukarıda ilk paylaştığım video, istanbul konserindeki kadroyla arles'da roma uygarlığı'ndan kalma bir açıkhava tiyatrosunda verdiği konserden..
akademik makaleyle uğraşmak pek keyifli bir şey değildir, en azından benim için. o yüzden, çalışırken, her an kaçacak/kaytaracak yer ararım. bu sefer bir şarkıya sığındım. spotify'a şarkının adını yazdım: "tonada de luna llena". "tüm şarkıları gör" listesindeki sayısız yorumu arka arkaya dinledim. farklı yorumlardan da olsa aynı şarkıyı arka arkaya dinlemekten bırakın sıkılmak o kadar keyif aldım ki bir de şarkının adını verdiğim çalma listesi yaptım, sevdiğim yorumları oraya sıraladım. merak edenleriniz tıklasın.
yetinmedim tabii, şarkıyı araştırmaya başladım. önce sözlerini merak ettim, ispanyolcasını bulup google translate'te ingilizceye çevirdim. luna'nın ay olduğunu biliyordum, tonada de luna llena ise "dolunayın sesi"ymiş meğer. şarkının sözleri dolunaya bir övgü adeta, ama tabii dolunayın getirdiği her türlü hisle birlikte; esriklik, haşinlik, tutku, hayranlık, gizem.. ekşisözlük'te birisi can yücel vari serbest bir çeviri yapmış, hiç fena değil. merak edenleriniz tıklasın.
yine ekşisözlük'teki yazılardan şarkının almodovar'ın "a flor de mi secreto" (sırrımın çiçeği) filminde kullanıldığını öğrendim. o filmi izlerken fark etmemiştim, halbuki almodovar filmlerinin müziklerinin sıkı takipçisiyimdir, bu aradan kaçmış.
bir şarkının isminde "ay" geçer de pina bausch bir yapıtında kullanmaz mı. tabii ki kullanır. pina, abd'deki üç üniversitenin ortak yapımcılığıyla 1996'da gerçekleştirdiği "nur du" (ünlü "only you" şarkısının almancası) isimli yapıtında simon diaz'ın bu şarkısının yanısıra, adında yine ay geçen "luna de margarita"yı da kullanmış. "nur du"yu 2012'de wuppertal'de seyretmiştim, bu şarkılar hatırımda yer etmemiş. yapıta dair o zamanki izlenimlerimi merak edenleriniz tıklasın.
ve yine ekşisözlük'ten caetano veloso'nun o tüyler ürpertici güzellikteki istanbul açıkhava konserinin bis parçısının bu olduğunu öğrendim. o konserdeydim, ama bundan ziyade başka şarkıları kaldı aklımda..
her şeyin -kıymetini anlamanın- bir zamanı var, bu şarkının kıymetini anlamak için de silvia perez cruz'u beklemeliymişim.. bu sefer caetano veloso'nun yorumuyla gelsin şarkı:
"tonada de luna llena" çok ünlü bir venezuela şarkısıymış. spotify'daki sayısız yorumundan belli ne kadar ünlü ve sevilir olduğu. bir yerde "venezuala'nın dna'sına sinmiş ilahi bir marş" olarak tarif edilmiş hatta.
şarkı simon diaz'a aitmiş. diaz venezuela'nın en ünlü halk müziği bestecisiymiş, hatta yerel venezuela müziği musica llanera'yı yeniden canlandıran kişi olarak kabul ediliyor. diaz ile ilgili ingilizce bulabildiğim en kapsamlı kaynak, 2014 yılında öldüğünde guardian'da çıkan bir anma yazısı. bu yazıyı merak edenleriniz tıklasın.
1973'te bestelediği şarkının orjinal halini dinlemeyip, simon diaz'a bir selam göndermeden olmaz:
kendimi alamayıp internetin gayya kuyusunda araştırdıkça, şarkıyla ilgili başka güzellikler keşfettim. mesela barselona'lı bir ilüstratör alejandro alonso şarkının sözlerinden yola çıkarak bir booklet tasarlamış, tumblr sitesine koymuş, indirip, basıp kendinize bir tane yapabiliyorsunuz. merak edenler tıklasın.
şarkının, tüylerimi zevkten ürperten başka bir yorumuyla yazımı bitiriyorum; öyle böyle değil, döndürüp döndürüp dinlemelik.. ama masaüstünün diğer ekranında makale de bekliyor uzun zamandır.. ne yapmalı..