27 Eylül 2018 Perşembe

salzburg festivali'nde hipnotik "persler"



fotoğraflar: mehmet kerem özel, 24 ağustos 2018, salzburg

alman coğrafyasında tiyatro binalarıyla ünlü mimar-heykeltraş ikilisi fellner & hellmer tasarımı 1893 tarihli salzburg devlet tiyatrosu'nun altın yaldızlı, süslemeli, heykelli ve tavanı resimli oditoryumuna girdiğimde; ingilizcede proscenium arch olarak geçen, oditoryum ile sahneyi ayıran kemer çerçevenin önüne yerleştirilmiş, orkestra çukurunun yanısıra ilk 4-5 sırayı da kaplayan, arkadan öne doğru eğimli, antrasit grisi renginde devasa bir diskle karşılaştım. nefesim kesildi. aiskylos'un "persler"ini sahneleyen yönetmen-sahne tasarımcısı ulrich rasche; oditoryumun içine yerleştirdiği bu "orchestra" ile, italyan/çerçeve sahneli tipin zirvesini yaşadığı 19. yüzyıl burjuva tiyatrosunu bir antik yunan tiyatrosuna çevirmişti.


ışıklar söndü, tekrar yandığında dönmekte olan diskin üzerinde üç kadın vardı; biri kraliçe atossa'yı, diğer ikisi yaşlılar meclisini temsil ediyordu. disk iki parçadan oluşuyordu; geniş orta kısmı ile çeperdeki dar halka kısmı. ikisi de bazen aynı hızda, bazen ters yönde ama mutlaka durmaksızın dönüyorlar, diskin üzerindeki üç figür de; bir yandan konuşurken, bir yandan belli bir ritimde attıkları adımlarla ya oldukları yerde kalıyorlar, ya da örneğin durduklarında arkada kalanla aynı hatta geliyorlardı. ritim mütemadi bir şekilde devam ediyordu.
sonra; kemer çerçevenin yüzeyini kaplayan siyah tülün ardında, sahnenin tamamını kaplayan, öndekinden daha büyük ve yüksekte, orta kısmı ve halkası ayrı ayrı dönen ikinci bir disk belirdi. bu disk öndekine göre daha görkemliydi ve zeminle daha dik açı yapabiliyordu. bu yüzden; üzerinde beliren pers kralı kserkses'in ve, kserkses'in ordusunu ve ulağı temsilen 15 erkeğin her biri halatlarla diskin merkezine bağlıydılar. onlar da ön diskteki kadınlar gibi, konuşurken belli bir hızda yürüyorlar, minimal jest ve mimiklerle hareket ediyorlardı.

ara dahil dört saat süren gösteride oyuncuların belli bir ritimle icra ettikleri repliklerine, oditoryuma dağılmış beş kişilik orkestranın çaldığı müzik (ari benjamin meyers) kesintisiz olarak eşlik ediyordu. öyle ki, bence "persler" bir tiyatro oyunu değil çağdaş bir opera olmuştu adeta. bazı kısımlarında aklıma robert wilson-philip glass ikilisinin kült yapıtı "einstein on the beach" geldi. ritmik ve yalın hareketlere eşlik eden söz ve müziğin kusursuz birleşimi o kadar etkiliydi ki, adeta bir ayin seyrediyormuş, hatta o ayine bizzat dahil olmuş gibi hipnotize oluyordunuz, en azından ben öyle hissettim.


"persler" yunanlılara karşı her anlamda üstün durumda olmasına rağmen hezimete uğrayan pers kralı kserkses ve ordusunun hikayesini, savaştan sağ olarak ülkesine dönen kralın annesine ve yaşlılar meclisine hesap vermesini ve hep birlikte kayıplarına yaktıkları ağıtı konu ediyor. yazarı aisyklos bizzat bu savaşa katılmış; yani birinci elden bir aktarım söz konusu. "persler" aynı zamanda antik yunan'dan günümüze ulaşan en eski metin, en eski tragedya. aisyklos'un bir yunan olarak savaşta yendiği bir halk hakkında yazıyor olmasının politik altmetni hakkında özlem hemiş'in enfes makalesini tavsiye ederim.



alman tiyatrosunun son yıllarda en dikkat çeken genç yönetmenlerinden, arka arkaya iki yıldır (2016'da "haydutlar", 2017'de "woyzeck" ile) alman tiyatrosunun en prestijli sezon seçkisi berliner theatertreffen'e seçilen ulrich rasche hikayeyi belirli bir tarihten ve belirli bir toplumdan bağımsız ve zamansız olarak yorumlamayı tercih etmiş. iktidar, hırs, kibir, gözükaralık, despotluk ve bütün bunlar sonucunda gelen kaçınılmaz yenilgi; insanın tarih boyunca bıkmadan içine düştüğü, tekrar tekrar yaşadığı, kaçamadığı kaderi. aynı, disklerden bağımsız hareket edemeyen, disklerin merkezkaç kuvvetinden kaçamayan figürler gibi. aynı, ilerledikleri/yürüdükleri halde diskler döndükçe beyhude oldukları yerde kalan/duran figürler gibi.



rasche'nin tiyatrosu 20. yüzyıl başında makineleşen sahne tasarımını ve hareket eden oyuncuyu tiyatroya kazandıran rus avantgardı'nın çağdaş versiyonu adeta. sahne parçalarının ve oyuncuların yürüşünün yarattığı ritim rasche'nin tiyatrosunun ana unsuru. o ritim oyuncunun nefesini belirlediği gibi seyirciye de nefesini tutturuyor.
rasche müthiş bir estet aynı zamanda. ışık tasarımının (johan delaere) da yardımıyla, iki dönen çelik diskin etinden sütünden kemiğinden sonuna kadar faydalanıyor; tüyleri diken diken eden müthiş anlar yaratıyor.

salzburg festivali'nde prömiyer yapan "persler" sezon boyunca schauspiel frankfurt bünyesinde gösterimde olacak. rasche'nin hem berliner theatertreffen'e davet edildiği hem de en iyi sahne tasarımı ödülünü aldığı "haydutlar"ını merak edenler tıklasın.

1 yorum:

  1. Malatya Rent a Car Olarak takip ediyorum blogunuzu gerçekten harika paylaşımlar yapıyorsunuz. Teşekkürler.

    Beşkonaklar Malatya Oto Kiralama

    YanıtlaSil