4 Ağustos 2015 Salı

thasos/taşoz'da dört gün, 01: limenas arkeolojik alanı ve müzesi

iki yıldır midilli'ye gidiyorduk (merak edenler midillia anılarıma buradan ulaşabilirler); eş dost, midilli feribotunda sohbet edilen adam, gazete muhabiri herkes taşoz'u tavsiye edince, "denizi çok güzel" deyince, biz de bu sene taşoz'a gidelim dedik.
iki gün batı tarafındaki potos sahilinde, iki gün de doğuya bakan potamia sahilinde yer ayırttım. işte taşoz (thassos) izlenimlerim:

taşoz'a karadan iki noktadan feribot çalışıyor. biri keramoti'den; geçiş süresi yaklaşık 30 dakika, vardığı liman thasos/limenas. diğer feribot kavala'dan; süresi yaklaşık 70 dakika, adada vardığı liman prinos.
keramoti'den çok daha sık feribot var; türkiye sınırına daha yakın, yaklaşık 2 saat mesafede olması dolayısıyla daha tercih edilebilir.
kavala'yı daha önce görmemiş olanlar, bizim yaptığımız gibi önce kavala'ya gidip, 1-2 gün kalıp, oradan adaya (prinos limanına) geçip, adanın önce batı tarafını sonra doğu tarafını gezip; dönüşlerini limenas limanından keramoti'ye yaparak; zamanlarını daha iyi değerlendirmiş olurlar.
eğer zamanım olursa kavala izlenimlerimi de paylaşacağım..



taşoz'un başkenti limenas, diğer adıyla thassos (adayla aynı) adanın arkeolojik olarak en zengin kenti. ücretsiz gezilen antik agora açık arkeolojik alanı oldukça etkileyici.
türkiye'de ören yerlerinden alışık olduğumuz sarı sıcak atmosfer, kurumuş ot görüntüsü ve kekik kokusu burada yok; burası tam tersine yemyeşil bir ören yeri; ortasında dört tane devasa çınar ağacı var; aralarında sanki siz ilk defa keşfediyormuşcasına duran harabeler. öyle tanımlı gezi yolları falan da yapmamışlar; siz nasıl dolaşırsanız.. o kadar doğal, o kadar doğal ki..




hemen antik agoranın yanında arkeoloji müzesi var. girişi sadece 2 euro; içerisi ise bir cennet.
yakın zamanda yapılan ek bina ile genişletilmiş alanında tematik olarak taşoz'un antik tarihi anlatılıyor. buluntular enfes, sergileme enfes, binanın mimari tasarımı enfes.
burası, ege'nin kuzeyinde bir adada, küçük bir mimari cevher! insanın üşenmeyip bütün mimarlık öğrencilerini buraya getiresi var..


müzede sizi devasa bir kauros heykeli karşılıyor; zaten kapıdan girip de onu görünce ilk heyecanınızı yaşıyorsunuz; arkasında da müthiş heykeller, rölyefler çok basit ve açıklayıcı sunumlarla arka arkaya geliyor..






agora ve müze gezisi arkasından, öğle yemeği öncesi biraz tırmanıp antik tiyatroya çıkmak, oradan antik limanı ve denizi seyretmek pek keyifli oluyor.

yemek içinse; thassos'da kalmıyorsanız, eski antik limana bakan tavernalardan platanakia en iyisi.

(bu fotoğraf tripadvisor'dan alındı)

tavernanın önünde, taşoz'da daha sonra da sık sık karşılaşacağımız gibi sokakta yürürken sizi çevirmeye çalışan -"alla turca"- bir garson yok; tam bir yunan adası usulünde sizi özgür bırakıyorlar, isterseniz giriyorsunuz..
lokanta aile işletmesi; doğru düzgün ingilizce bile konuşmuyorlar, ama yemekler çok lezzetli..
benden tavsiye; sakın hemen yanındaki aşırı "süslü" simi lokantasının yakışıklı ve hoş sohbet garsonuna kanmayın..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder