19 Aralık 2013 Perşembe

NRW071 isa'nın doğumu ve ölümü


geçen hafta birer akşam arayla isa’yı konu eden iki oyun izledim. 
ilki doğmadan önceki olayları ve doğumunu, ikincisi ölmeden önceki olayları ve ölümünü anlatıyordu.
oyunların ikisi de ingiliz yazarların kaleminden çıkma.  
ilki, depodan dönüştürülmüş black box sahnede, 3 oyuncunun yaklaşık 100 seyirciye sergiledikleri bir oyundu.
ikincisi bir opera binasında, gençlerin sevgilisi genç şarkıcılardan dansçılara, şancılardan oyunculara kalabalık bir kadronun 1200 kişiye sahneledikleri bir müzikaldi.



patrick barlow’un “der messias” adlı oyunu bochum schauspielhaus’un, peter zadek’in girişimiyle 1970’lerde bodrumundaki bir depodan dönüştürülmüş “theater unten” (aşağıdaki/bodrumdaki tiyatro) adlı sahnesinde oynanıyordu. 

yapım, esas işi dramaturgluk olan sascha kölzow’un ilk yönetmenlik denemesiymiş. iki erkek oyuncu (bochum’daki diğer oyunlarından bildiğim ve şu kısa sürede kendilerine hayran olduğum iki oyuncu: daniel stock ve roland riebeling) meryem’den yusuf’a, haberci melekten krallara bütün rolleri üstlendiler. seyirciyi de işin içine katmadan etmediler. 
üçüncü oyuncu, soprano veronica nickl ise ayyaş bir şancı olarak hikayenin akışını durmadan kesintiye uğrattı.

çok az eşyayla, çok basit kostüm değişimleriyle, ellerindeki metinden okuyarak komik, absürd ve inanılmaz eğlenceli bir “doğum” hikayesi anlattılar bizlere. 50 dakikalık oyun; metnin, mizansenin ve oyunculuğun doğru şekilde birleştiğinde, başka hiç bir şeye gerek kalmadığını kanıtladı.



 
isa’nın ölümünü anlatan müzikal ise andrew lloyd webber’in 1971 tarihli “jesus christ superstar”ıydı. almanya’nın en iyi müzikal yönetmeni olduğu belirtilen gil mehmert’in rejisiyle theater bonn yapımı olarak bonn operası’nda sahneleniyor.

mehmert hikayeyi günümüze taşımaya gayret etmiş, ancak anlamsız ve yüzeysel olmuş: kralın askerleri günümüzün kasketli, şeffaf kalkanlı polisleri olmuşlar, isa’nın öldürülmesini isteyen yahudiler bir nevi mafyaya dönüştürülmüşler, yakalandıktan sonra kamçılanırken ve çarmıha gerilirken isa’ya guatanamo esirlerinin turuncu kıyafeti giydirilmiş, isa’yı ele verdikten sonra intihar eden yahuda’nın gökten inip son şarksını söylerken ona eşlik eden kadın şarkıcılara amy winehouse saçı ve kostümü uygun görülmüştü. hiç bir “güncelleme” çabası yerine oturmuyor, anlam kazanmıyordu.

bol bol ışık ve duman gösterisi ve şaşalı -ama gereksiz yere komplikeleştirilmiş, hikayeye hizemt etmeyen- sahne tasarımı gösterinin bir parçasıydı. ancak; isa (marc seibert), yahuda (david jakobs) ve maria magdalena ‘yı (patricia meeden) oynayan üç başrol oyuncusu dışında kadronun geri kalanı bence dökülüyordu; bir müzikalin önemli bir parçası olan dansların koreografisi hayalgücünden yoksundu; oyuncuların konumlandırılmaları da hemen her sahnede sorunluydu.

müthiş vücut yapmış yarı çıplak isa ile iç çamaşırlarına kadar soyundurulan maria magdalena’yı yatağa sokmak bence iyi bir müzikal için yeterli değil, ancak salonunun tıklım tıklım dolu olmasından, gişe için yeterli olduğu anlaşılıyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder