27 Kasım 2013 Çarşamba

NRW051 alexander balanescu konseri

 

PINA40’ın müzik programının pazartesi akşamki konuğu barmen operası sahnesinde balanescu quartet ve konuk sanatçı olarak félix lajko idi.

1981’den beri pina bausch’un yapıtlarında andreas eisenschneider ile birlikte müzik danışmanlarından biri olarak çalışan matthias burkert topluluğu sahneye davet etmeden önce bir anısını da paylaştı: alexander balanescu’nun müziğini kullandıkları “masurca fogo” ile londra’da turnedeyken, bir gösteri sonrasında balanescu sahne arkasına gelip pina bausch’a tanışmış, sarılmışlar ve ağlamışlar…

alexander balanescu’nun müziği gerçekten de en ritmik, tempolu ve sert hatlı olduğu anlarda bile yoğun ve yumuşak bir hüzünle kaplı.
“masurca fogo”dan “nefes”e, “ten chi”den “agua”ya, “sweet mambo”dan “bamboo blues”a ve diğerlerine, çoğu ortak proje olan 11 yapıtta danslara eşlik eden balanescu’nun müziği coğrafyalar üstü bir nitelikte pina bausch’un yapıtlarının atmosferini belirleyen başat öğelerden biri aslında.
“maria t.” albümünden “aria” ve “life and death”in kullanıldığı “vollmond” ise, herhalde bausch-balanescu birlikteliğinin en etkileyici örneklerinden biri.
pazartesi akşamki konserde de zaten salonda en çoşkulu alkışlardan biri, balanescu quartet’in birbirine bağlayarak çaldıkları “mountain call”, “aria”, “interlude” ve “life and death” sekansı sonrasında koptu.

balanescu, maria tanase’nin romanya’nın sıradışı, muhalif, hiç bir rejimle dirsek teması olmayan, yahudi olsun macar olsun hiç bir dostuna ihanet etmeyen, müstesna sanatçılarından biri olduğunu söyleyerek girdi söze. 1963’de vefat eden şarkıcının 2013 100. doğum yıldönünün kutlandığını da belirtti.
maria tanase’ye adadığı 2005 tarihli albüm onun şarkılarını ve bestelerinin ritimlerini olduğu kadar ondan esinlenen veya onun sesini kullanan bestelerden oluşuyormuş. bu albümden olan ve maria tanase’nin ses kaydını da içeren “life and death”in romencesi “lume lume” imiş; bu tabiri yabancı bir dile çevirmek çok zormuş, çünkü romenlerin hayata bakışlarını, hayat felsefelerini dillendiren bir tabirmiş; ölümcül ve karamsarmış.

balanescu quartet & maria tanase: life and death (lume lume)



balanescu quartet “luminitza” ve “maria t.” albümlerinden parçalar seslendirdikten sonra, alexander balanescu sahneye “tanıdığım yaşayan en iyi doğaçlama çalan kemancı” diyerek felix lajko’yu davet etti. quartet ile lajko ilk defa PINA40 etkinlikleri kapsamında bir gün önce tanışmışlar ve o akşam ilk defa aynı sahneyi paylaşıyorlardı.
beylik bir tabir olacak ama; lajko gerçekten de doğaçlamalarıyla kemanını konuşturdu. iki uzun parçada quartet ile lajko muhabbetli bir sohbete tutuştular. barmen operası’nın sadece parterini ve birinci balkonun ön sırasını dolduran bizler de bu sohbeti hayranlıkla izledik/dinledik.

üçüncü parçada, o zamana kadar salonun farklı koltuklarında oturan tanztheater wuppertal dansçıları yavaş yavaş hareketlenip, bazısı olduğu yerde bazıları sahneye çıkarak, bazıları salonun kolonları arasında, bazısı arka perdenin önünde bazısı sahnenin ön ucunda doğaçlama dans etmeye başladılar; eşorfmanlar içinde olanı vardı, taytlı olanı, şık giyinmişi, üzerinde montu olanı.
içlerinden geldiği gibi, o anda kendi yarattıkları koreografilerde hareket ediyorlardı. inanılmaz, tüyler ürpertici bir sürprizdi; ailecek birinci balkonun en ön sırasında oturduğumuz için bütün salona ve sahneye hakimdik; müzik, hareketler ve mekan tek bir bütün olmuştu; seyirciler olarak bizler de onun bir parçasıydık; etkili, duygusal ve hiç bitsin istemediğim bir zamandı..

topluluğun, biri lajko ile birlikte üç kere bise çıkmasıyla, 90 dakika olarak belirtilen konser iki saati aşan bir süreye uzadı; keyiften mest olduk olmasına; köln trenine yetişmek için barmen istasyonuna koşarken de arkamızda konserin enerjisi ve rüzgarı vardı…


balanescu quartet: aria



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder