18 Nisan 2011 Pazartesi

2011 / 30. istanbul film festivali


.41 film

.bu seneki festival zihnimde filmlerden sapır sapır çıkan seyircileriyle aklımda kalacak. ayrıca; eski yıllarda olmadığı kadar çok cep telefonunu açan, patlamış mısır yiyen, konuşan, filmlere geç girip karanlıkta yer arayan seyircilerle.
festivalin çivisinin çıktığı yıl!

.bir wes craven filminin festivalde gösterildiği yıl!!!

.emek sinemasız ikinci yıl!!!!!

.seyircilerin kalitesizliği kadar salonların da özensizliği bu seneye damgasını vurdu.

.fitaş 1’de az filme gitmiş olsam da, her seansta sinema çalışanlarının sağ ve arka taraftan gelen yüksek sesli konuşmaları salonun içindeydi.
en sonunda bu kaba erkek seslerine dayanamadım ve “yokmuşum gibi”de bu sesler yokmuş gibi yapamadım; büyük gücümle “susun artık!” diye bağırdım. yanımdaki genç çocuk irkildi; üzgünüm.
zaten, reklamlar sırasında mütemadiyen çevirip çevirip cep telefonunun ekranına bakan onu da filmin ilk dakikalarında haşlamıştım “cep telefonunuzu açık bırakmayaksınız değil mi, ışığı rahatsız ediyor” diye.

.fitaş 1'de üç boyutlu diye gösterilen "pina"nın üç boyutla yakından uzaktan alakası yoktu. "pina"nın üç boyutlu olduğunu ancak citys'te seyredince fark ettim.

.citys'de makinistler makina başında olmadıkları için o seansa gitmiş olan tanıdıklarım "kanlı düğün"ü uzun bir süre başlar kesik olarak seyretmişler. dönüp makinist odasının camına tıklamaları da fayda etmemiş, zira içeride kimse yokmuş! en sonunda kendini feda eden bir seyirci çıkıp görevlileri uyarmış.

.fitaş 4 hep gökgürültülüydü; en günlük güneşlik günde, en günlük güneşlik filmde bile!
üst salondaki filmin haddinden fazla açılmış bangır bangır sesi ve efekt gürültüsü fitaş 4’teki bütün filmleri, dingin “imkansızın şarkısı” ve lirik “şiir” dahil olmak üzere, hepsini bastırdı.

.neredeyse bütün salonlarda son yazılar sırasında ışıklar açıldı. “siyah venüs”te son yazılar sırasında film devam ediyordu ve salonun ışıklarından dolayı soluklaşmış altyazıyı okumak imkansızlaştı!

.özellikle fitaş 4'te bir çok seansta film başladıktan 10-15 dakika salona girenler oldu. girenlere yer göstericiler yardım etmedikleri için, onlar karanlıkta, filmi seyredenleri rahatsız ederek yer bulmaya çalıştılar.

.festival izlenimlerimi bloguma aktardığım üçüncü yılım.

.istiklal'e 10 dakika mesafeli evim sayesinde daha az yorularak festivale dahil olduğum ikinci yılım.

.bir festivalde aynı filme iki defa gittiğim ilk yıl. film: wim wenders'in "pina"sı.

.filmler açısından iyi bir hasat: yenilerden "torino atı", "picco", "artık yıl", "şiir", "siyah venüs" ve "içimdeki yangın", eskilerden "kanlı düğün", "andrey rublev" ve "sitcom" festivalin en iyileri.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder