24 Ekim 2010 Pazar

sabah sabah!


ister bana fesat deyin, ister beni öküz altında buzağı arıyorum diye suçlayın, isterseniz de "yahu bu adam iksv'ye taktı" deyip bu yazıyı es geçin!
iksv ile ilgili şu haberi gazetede okuyunca, maalesef satır aralarında şunları görüyorum, elimde değil:

önce haberden iki alıntı (kalınlaştırma bendenizin):

1. "Bu kararlardan en ilgi çekici olanı, ‘geleneksel sanat ve kültürel miras’la ilgili. Vakıf, ‘kültürel mirasın korunması ve dönüştürülmesi’ için etkinlikler, yayınlar yapacak, araştırma merkezleri oluşturulması için çalışacak. “Türkiye kültürünün ürettiği her şey bizi ilgilendiriyor” diyen Bülent Eczacıbaşı, bu çalışmaların daha çok akademik düzlemde gerçekleşeceğini anlattı. Yine de bu yeni eğilimin dikkat çekeceği muhakkak. Çünkü bazı çevreler İKSV’yi yıllardır halk müziği, sanat müziği, geleneksel sanatlar gibi alanları festivallerine dahil etmediği için eleştirirdi. Şimdi İKSV bu alanlara da kapısını aralıyor. Bundan sonra tüm festivallerde geleneksel sanatçılarla uluslararası sanatçıların biraya geldiği ortak projeleri daha fazla göreceğiz."

2. "Tabii, mali meselelerin halledilmesi için kamunun da sanata katkısını artırması, vakfa yaptığı yüzde onluk desteğini dünya standartlarına doğru çıkartması gerek. "

türkiye kültürünün ürettiği her şeyin sizi ilgilendirdiğini yeni mi fark ettiniz! yoksa unutmuştunuz da yeni mi hatırladınız!
geleneksel sanatçılarla uluslararası sanatçıların biraraya geldiği ortak projeler zaten cazda, klasikte tek tük gerçekleştiriyordunuz; neden şimdi bunu "üstüne basarak" söyleme gereği duydunuz!

iksv'yi kuran ve yöneten türkiye'nin büyük şirketlerinin patronları sanırım referandum sonrasında anladılar ki bu hükümet yerini sağlamlaştırdı, gidici değil; ve eğer hükümetin mantalitesine yaklaşan, hoş gözüken, arayı iyi tutan bir şeyler yapmaya başlarlarsa yeniden, ancak o zaman mali destek almaları imkanı doğabilir, çark ettiler ve "geleneksel sanatlar, kültürel miras da bizim işimiz" demeye başladılar.
"yeniden" diyorum, çünkü 38 yıllık istanbul müzik festivali'nde son 10-15 yıl dışında geleneksel sanatlar kendi başına kallavi bir bölüm olarak yer almıştı zaten; durduk yerde onları festivalden dışlayanlar şu son yılların "prestijli" ve "elit" festivallerini düzenleyen ekip değil mi!

bir de; deniz palas'a taşınmak iksv'yi 30 milyon tl.'lik büyük bir borca sokmuşmuş, zor durumdalarmış.
merak ediyorum; kapısında badigardların beklemediği, hemen asansörün yanıbaşında oturan beyin hem gelenleri yönlendirdiği hem de telefonlara baktığı, şifresiz kapıları her an açık, merdiven ve asansör şaftında ve giriş holündeki yer karolarında çağdaş sanatçılarımızın yapıtlarının monte edilmediği mütevazi luvr apartmanı'nın suyu mu çıkmıştı!
sırf leyla gencer müzesini gerçekleştirmek gibi ulvi bir amaçla deniz palas'a taşınmış olduklarını düşünmüyorum!

2 yorum:

  1. kerem'ciğim bek adam neler söylemiş, bir de bunları oku:

    http://www.arkitera.com/h57762-iksvye-baskan-olunca-dunyam-degisti-10-milyondan-oldum.html‏

    üçkağıt olduğuna kuşkum yok, yazdıklarında sana katılıyorum.
    sevgiler.n.

    YanıtlaSil
  2. iksv'nin asıl hedefinin, bu hükümet sayesinde palazlanan muhafazakar sermaye olduğu hiç aklıma gelmemişti!

    YanıtlaSil