3 Haziran 2010 Perşembe

tiyatro festivali 17, izlenim 9: sutra'daki sürpriz!

(fotoğraf: christophe raynaud de lage/festival d’avignon)

evet, aylar önceki "cherkaoui istanbul'da!" yazıma dino'nun yorumu ve festival kitapçığında "sutra"nın dansçılar listesinde adının olmaması, sidi larbi'nin "sutra"da bizzat dans etmeyeceği hatta istanbul'a dahi gelemeyeceği kanısını kesinleştirmişti. ancak dün akşam, tanıyanlar/bilenler/anlayanlar için bir sürpriz gerçekleşti ve sidi larbi bu ilk istanbul performansında bizzat dans etti.
dünki radikal söyleşisinde istanbul'u "bu gezegene bağlı çok sayıda elementi birleştiren şehir" olarak tanımlamasından belliydi sidi larbi'nin istanbul'a verdiği önem ve bu beklenmedik sürprizin gerçekleşeceği.

dün akşam muhsin ertuğrul sahnesi tıka basa doluydu; merdivenlere, koridorlara kadar. heyecanlı ama aynı zamanda sabırsız, gösteri sırasında saatine bakan, broşürü karıştıran yani kolay sıkılan bir seyirciydi; "sutra"nın arası olsaydı acaba çıkıp giderler miydi!

çıkışta kulak misafiri olduğum bir seyircimizin küçümseyerek söylediği en son şeydi "sutra": akrobasi gösterisi!
1500 yıllık bir manastırın ve yüzyıllardan günümüze damıtılarak gelmiş bir düşünce/inanç geleneğinin ve felsefenin meditasyona dönüşmüş şekliydi "sutra"da rahiplerin yaptıkları hareketler; tabii "sutra"da sadece bu hareketleri gördüyseniz!

geçen akşam izlediğim belgeselde söylediği üzere sidi larbi'nin amacı rahiplerden birer modern dansçı yaratmak değil, onların dilini anlayarak, haraketlerinin mantığını kullanarak ve bütünüyle onların dilinde bir gösteri sahneye koymakmış.
çocukluğundan beri bruce lee hayranı olan sidi larbi, lee'nin savaş sanatları dövüşçüsü olarak yetkinliği yanında filmlerinde ettiği derinlikli laflardan da çok etkilenmiş ve esas bu kontrastın onu büyülediğini belirtiyor.
ayrıca; avrupa'da şaolin rahiplerinin gösterileri hakkında belli bir fikrin ve imajın olmasının onu rahatsız ettiğini, onların başka özelliklerinin unutuluyor olmasına üzüldüğünü belirtiyor sidi larbi. ve "sutra" ile ortaya çıkarmaya çalıştığının özünde de bu diğer özellikler yatıyor.
17 yaşından beri vejetaryan ve budist olan sidi larbi, müthiş bir alçakgönüllükle, koreograf olarak yaptığının giriş-çıkışları ayarlamak ve örneğin -kanon veya kaleydoskop etkisi yaratmak için- rahiplere belli bir hareketi erteleyerek yapmalarını söylemek olduğunu belirtiyor.

"onların diliyle, onları anlayarak bir yapıt ortaya koyma" sözüne dönersem;
ne kadar zor bir şey aslında değil mi, karşındakini anlamaya çalışmak, onun diliyle ona hitap edebilmek. çok az insanın yapabildiği bir şey bu; çünkü alçakgönüllük, cesaret ve güven gerektiriyor.
bizim seyircimiz de maalesef kolay tüketilen, anlamak/kavramak için zorlanılmayan gösterilere meyilli. örneğin iki sene önceki festivalde hotel pro forma'nın "operation: orfeo" gösterisinde sıkıntımızı gereksiz yerlerde gülecek ve sıkıntı uğultusunu salonu dolduracak kadar ileriye götürmüştük. düpedüz sanatçılara saygısızlıktı.

ne yazık ki sidi larbi cherkaoui'nin ilk istanbul ziyareti, şimdiye kadar ürettiği en popüler işi ile oldu.
umarım sidi larbi ileriki yıllarda başka gösterilerle ve özellikle de ortak çalışmalarla istanbul'a konuk olur. biz habersiz olsak da, sidi larbi bu topraklara çoktan olta attı zaten; "babel"in müzik danışmanlarından biri fahrettin yarkın.

7 yorum:

  1. fahrettin yarkın, akram khan, alistair spalding ve benim sağa sola saldırıp ortalığı karıştırmamın ne derece faydası oldu bilemiyorum. batıdan daha çok doğuda kendini özgür ve rahat hisseden bir sanatçının davet almasına rağmen istanbul gibi bir hazineyi keşfetmeyi istememesi ve eserini bizzat yorumlamamasına anlam verememiştim. larbi nasıl seyirciler için ödülse istanbul'da yaratıcı bir sanatçı için en büyük ödül ve malzeme olsa gerek. iksv eğer bağlantılarını ilk kurduğu andan itibaren larbi'siz bu işe imza attıysa sırf popüler olduğu için larbi'siz sutra'yı göze aldıysa bu onların ayıbı olacaktı. larbi hem eser yazan hem de yorumlayan bir sanatçı. en üretken yıllarında larbi'yi izlemeden teğet geçseydi bu tiyatro festivali (sanki her sene düzenleniyor, sanki bu ölçekte eserler sergilenecek çok platformlarımız ve organizasyonlarımız varmış gibi) iksv gözümden yine düşecekti. bu kadar yoğun programına rağmen takvimindeki boşluğu fırsat bilerek istanbul'a gelen sahnesini olağanüstünü performansını bizlere bizzat sunan, inançlarının hislerinin peşinden ısrarla giden bu genç sanat adamına selam olsun. bay danzon benim kulağıma da geldi ahkam kesen çatlak sesler. şovu ön planda bir gösteriymiş-miş. kulağımızı tıkayalım. ben enerjimi ve gayretlerimi babel'i istanbul'a getirmek için harcayacağım.

    YanıtlaSil
  2. Sidi Larbi’yi hayatıma soktuğunuz, bu gösteriyi aylar öncesinden haber verip, hazırladığınız ve biletleri erkenden almamızı sağladığınız için çok teşekkür ederim.

    Bu blog; okumaktan en çok keyif aldığım ve bana her yazı da yepyeni bir bakış katan blog. Abone olduğum kültür sanat dergilerinden de daha kapsamlı.

    YanıtlaSil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. Gerçekten güzeldi...Sidi Larbi'nin gelmeyeceğini düşündüğümden/bildiğimden onu sahnede görünce önce "Allah Allah ne kadar da benziyor" dedim. Sonra "bu kadar benzemek de fazla bu o" dedim. Aslında "ufaklığın" zaman zaman "larbi" diye seslenmesinden anlamalıydım ama oturduğum yerin arkasındaki iki fotoğrafçının yaklaşık 20 dakikadan fazla bir süre boyunca deklanşör sesine maruz kaldığım için bunu da bir an "ağbi" olarak duydum.

    Ama özellikle müzik beni benden aldı. Hele rahiplerin kutuları sırtladığı bir an vardı ....Kendimi orada hissettim, hayat tarafından bana yüklenenler ve tüm benim yüklendiklerim gözümün önüne geldi...

    Ne diyeyim... En büyük tutkum olan dansı başka gözlerle görmemi sağlayan bu etkinliği haber verdiğiniz ve dansa olan yitirilmiş duygularımın canlandırılmasına sebebiyet verdiğiniz için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  5. ikinci gece ali thabet'in yorumunu izledik. aynı zamanda koreograf yardımcısı görevinide üstlenen çin'de larbi'yle 2,5 ay shaolin tapınağı'nda sutra'yı çıkaran ali'nin performansıda güzeldi ama larbi bir başka diyor insan.. ellerini larbi gibi kullanan en yakın isim olsa olsa akram khan olabilir herhalde.

    YanıtlaSil
  6. gülda & billur;

    teşekkürlerinize teşekkür ederim :)
    iksv organizayonu bir gösteriden eninde sonunda haberdar olacak, merak edecek ve büyük ihtimalle gidecektiniz; ben sadece hızlandırdım sanırım...

    ama herşeyden önemlisi, "sutra"yı beğendiğinize çok sevindim.

    ayrıca, blogum konusundaki övgüleriniz için de teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  7. Merhaba,
    sidi larbi cherkaoui'yi uzun süredir bana tanıttığın için Sutra'yı çok daha iyi izlemiş oldum.
    Haklıymışsın harikaydı...

    Dava'yla kurvarları farklı ikisini de görmek için özel olarak tur düzenlenecek yapıtlar.

    YanıtlaSil