17 Nisan 2010 Cumartesi

film festivali 29 - izlenim 10: "erkeksiz kadınlar"




(şirin neşat - kendi portresi)

şirin neşat'ın "zanan-e bedun-e mardan" (erkeksiz kadınlar)'ı festivalin bitimine bir gün kala en iyiler listemde en üst sıraya oturdu.
iran'da 20.yüzyılda gerçekleşen bütün devrimlerin kurbanlarına adanan film, yüzyılın tam ortasındaki bir tarihten, 1953'teki iran'a bakarak anlatıyor derdini.
şirin neşat hayli politik bir hikayeyi, son yıllarda seyrettiğim en estetik görüntülerle aktarıyor perdeye. her bir sahne ışığı, renkleri, kompozisyonuyla bir tablo gibi. her sahnesi tüyleri ürpertecek kadar güzel.
sadece görsel seviyesi yüksek değil filmin, kurgusu, senaryosu ve sarf edilen sözlerin içeriği de çok üst düzeyde. yani, biçim içeriği ezmiş falan değil, birbirine hizmet ederek yükseltiyorlar filmin değerini.

"erkeksiz kadınlar" bir meyva bahçesinde biraraya gelen üç kadını ve dışarda kalıp sokaklarda dolaşan bir ruhu anlatıyor. simgelerle yüklü bir film. her şey göründüğünün dışında da anlamlara sahip. ben şöyle yorumladım:
meyva bahçesi iran'ın kendisi.
erkeksiz dört kadın ise iran'ın dört yüzü: asil iran (sadri), dini iran (faezeh), halkçı-milliyetçi iran (zerrin) ve komünist iran (munis).
sadri kraliyete yakın, yüzü ve kıyafetleri batıya dönük tarafı iran'ın, şah pehlevi'nin iranı. meyva bahçesi -yani "toprak"- da ona ait zaten, diğerleri oraya sonradan geliyorlar. bu da çok anlamlı çünkü iran'ın binyılları aşan geçmişinde olan bir kavram imparatorluk/kraliyet ve ülkenin şah'a ait olması.
faezeh, gözü gibi koruduğu bakireliğini sokak ortasında iki adamın tecavüzü ile kaybeden, gönlü arkadaşı munis'in inançlı abisinde olan, kendisi de inançlı olan karakteri filmin. (film 1953'te geçtiğinden) belki de geleceğin ayetullah humeyni taraftarı.
zerrin genelev kadını; mütemediyen üzerinden geçilen, girip çıkılan (belki de amerika ve ingiltere'nin iran üzerinde oynadıkları oyunlara gönderme). musaddık'ın, yani demokrasinin, halkın, milletin iran'ı zerrin. musaddık 1950'lerde ingiliz ve amerikan işbirliği ile zayıflatıldıkça zerrin de güçsüzleşir, ne zaman musaddık düşürülüp darbe haberi gelir, zerrin de o an ölür.
munis ise filmin hemen başında abisine isyan ederek intihar eden, ruha dönüşüp film boyunca sadece komünist gençlere gözüküp yardım eden bir kahramanıdır filmin, ama iran'ın geleceğine etkisi olamayan, baştan kaybetmiş olan.

"erkeksiz kadınlar" makmalbaf veya kiarostami'den tanıdığımız iran sinemasının tipik bir örneği değil; şirin neşat'ın film yönetmeninden ziyade güncel sanatçı olmasının etkisiyle, görsel açıdan örneğine ne iran sinemasında ne de dünya sinemasında kolay kolay rastlanacak türden bir yapıt çıkmış ortaya; şiir kadar lirik bir görselliğe sahip.
sivri dilli politik içerik de ayrı bir güç katıyor "erkeksiz kadınlar"a.

2 yorum:

  1. munis, zarin, faezeh, fakhri. dort kadin. ilgili ve ofkeli, masum ve saskin, bıkkın ve bitkin, memnuniyetsiz ve mutsuz. dort kadin. her biri erkeklerin(in) erki altinda. dort kadin. igreti ya da degil, tegelle tutturulduklari sosyal ve politik fona bir bicimde bagli. dort kadin.
    ilgi bilgiye donusemeyince, ofke zekayi bileyemeyince, riza gosteremeyince artik kendisine dikte edilene, cekip gidiyor ruh, birakip geride bedeni. beyaz taslarda kalan kapkara bag(liliklar). ve ozgurluk, nihayet. acaba?
    gercekten de bir siir her bir kare ve yan yana gelisleri.
    ama ama…
    bedeni terk eden ruh bile anlarken degistirmek icin bulunmak, dahil olmak gerektigini ve kendisine ayri kilinanlarin arasinda, gorup duyamayacaklarindan emin, dillendirirken bunu, bir dus bahcesine siginmak, kendisini soyutlayanlardan kendisini soyutlayarak probleme yanit bulmak ve bir parodiden farksiz ilk karsilasmada da neticede o bahcenin tarumar olmasi, ne yazik. anlamaktan ve anlatmaktan derdini bu denli aciz olmalari. acimayla karisik bir ofke uyandiriyor izleyende.
    ayrimlar ayrimlari dogurur, ayriliklar ayriliklari. bilhassa da bu denli keskin olanlar. galiba dogrulanan bu totalde filmle.

    YanıtlaSil
  2. Film hakkindaki yorumun cok etkileyici, harika. izledigini, okudugunu anlayan insanlari bu gunler de gormek oldukca zor.

    Shirin Neshat!! ne denebilir ki hakkinda, muthis bir sanatci, akilli bir kadin, demokrasi icin , insan haklari icin, kadin haklari icin,ideolojilere saplanip kalmadan; oncelikle iran olmak uzere butun inanlik icin duvar yuzlerce tugla koymus bir kadindir benim icin.

    Onunla gurur duyanlarin yaninda, o guzelim basini bedeninden ayirmak icin siraya girmis binlerce adam var, ondan nefret eden var. Kimisi onun iran'in gurur kaynagi olarak gorurken kimiside utaniyor, yuz karasi olarak goruyor..

    Ulkesindeki igrencliklerle, tarihiyle, iki yuzluluguyle, erkekleriyle, kadinlariyla... yuzlesirken, hic de ezilmeden Iran kimligiyle ama en cok da insan kimligiyle gurur duymasi tek kelimeyle ornek alinasi bir durum, bence oyle..

    nefis bir blogun var, cok sey ogreniyorum senden.. sevgilerimle..

    YanıtlaSil