22 Ocak 2010 Cuma

akm muamması ve pina bausch'a dair diğer şeyler

geçen mayıs ayında daha pina bausch hayattayken topluluğunun 2009-2010 sezonu açıklandığında çok heyecanlanmıştım, yıllar sonra istanbul'a iki yapıtıyla birlikte gelecekti: 20-21 haziran "nefes", 24-26 haziran "vollmond" istanbul atatürk kültür merkezi.
gerçi ben ikisini de daha önce seyretmiştim, seyretmediğim yapıtlarıyla gelmesini tercih ederdim, ancak 6 yıldır uğramadığı şehrime hangi yapıtıyla olsun konuk olmasından çok memnundum. neticede pina bausch yapıtları sıkılmadan tekrar tekrar izlenir, her defasında bir sürü küçük detay keşfedirilir...

atatürk kültür merkezi'nin 2010'nun herhangi bir ayına yetişmeyeceği anlaşıldığından beri ara sıra pina bausch'un internet sitesine girer oldum, turne programında değişiklik olacak mı diye.
bu hafta içinde değişiklik gerçekleşti: "vollmond" silinmiş, "nefes" 21-23 haziran'da üç gösteriye çıkmış, mekan olarak yine istanbul akm belirtilmiş.
akm nasıl olacak anlamış değilim; vakti gelince göreceğiz herhalde.

işin ilginç yanı, geçtiğimiz haftasonu hürriyet'in ekindeki "2010 istanbul avrupa kültür başkenti'nin en iyi 10 projesi" anketinde "nefes" ikinci seçildi. seçenler kültür-sanat dünyamızdan köşe yazarları, sanat etkinlikleri organizatörleri...
"nefes" 2003 yılında tasarlandı, o yıl istanbul'da kapalı gişe beş gösteri yaptı, o zamandan beridir de bütün dünyayı dolaşıyor.
"nefes" enfes bir gösteri ancak özel olarak 2010 için tasarlanmış bir proje değil! o zaman neden en iyiler listesinde?
ve daha da önemlisi; akm'nin haziran'a yetişmeyeceği kesinken (ve bu kültür-sanat insanları bunu çok iyi biliyorken) nasıl oluyor da, sahneleneceği mekan olmayan bir proje listeye giriyor?

herkesin bir bildiği var herhalde!

...

pina bausch'un topluluğu istanbul'dan hemen sonra atina'ya "agua" ile konuk olacak. değişen tur programında "agua"nın devamına, üç gösteri ile "nefes" eklenmiş. ne mutlu atinalılara!
["agua"yı 2002'de paris'te izlemiştim; yunan vizesiyle sorunu olmayanlara şiddetle tavsiye ederim]

...

topluluğun 2009-10 sezon programından öğrendiğim başka bir haber:
2009 haziranı'nda, daha pina bausch vefat etmeden prömiyeri gerçekleşen, şili'den esinlenen son yapıtı isimsiz kalmıştı.
bilen bilir, pina basuch yapıtlarına hemen isim vermez, hatta bazıları isimsiz kalır, prömiyer yılı ile anılır.
ben 2009 yapıtının da, pina bausch vefat ettiği için isimsiz kalacağını düşünmüştüm.
öyle olmadı. sanki topluluk, pina bausch'un ardından kendi ayakları üstünde durabileceklerini -ya da belki de, pina bausch'un kurduğu düzenin hiç değişmeden devam ettiğini- göstermek/ispat etmek istermiş gibi 2009 yapıtına ocak ayındaki santiago turnesi sırasında bir isim vermiş:
"...como el musguito en la piedra, ay si, si, si ..." (...taştaki yosun gibi...)
hayırlı olsun...

1 yorum:

  1. ALDIGIM DUYUMLARA GORE MUHSIN ERTUGRUL'A SIKISTIRMAYA UGRASIYORLAR !

    YanıtlaSil