30 Aralık 2009 Çarşamba

seyirciyi gıdıklıyan değil, çimdikliyen oyun!

a.paul weber - das leichentuch

george grosz - kain oder hitler in der hölle

felix nussbaum - triumph des todes

otto dix - selbstbildnis als mars


arnold böcklin - der krieg


max beckmann - die nacht

josef scharl - triumphzug

"konuşun! neden susuyorsunuz?... ... ... ... hiç kimse cevap vermiyor mu!"

çoğunluğun çoğunlukla "hayır" yerine "evet" dediği... iskelet gibi sıska cebrail'in arka arkaya gelen savaşlardaki sayısız ölülerle tıkınmaktan şişmanladığı hatta midesinin altüst olduğu... tanrı'nın kan gözyaşları döktüğü... bir çağda geçiyor "kapıların dışında"; ikinci dünya savaşı sonrasında yazılmış ama tam da günümüzü anlatıyor, sanki günümüzde geçiyor!

yazarının "hiçbir tiyatronun oynamak, hiçbir seyircinin görmek istemeyeceği oyun" olarak nitelediği "kapıların dışında"yı 6dansonra tiyatro grubu sahneliyor, neyse ki seyircisi de var. ama daha da olmalı! çünkü bu vakitler savaş'ı konuşarak savaş'a hayır demenin tam zamanı.

"kapıların dışında" 6dansonra tiyatro tarafından, yeni mekanları kumbaracı50'ye göre yeniden düzenlenerek sahneleniyor.
özenle hazırlanmış dekor (gamze kuş), kostüm (nihal kaplangı), kukla ve maskeler (candan seda balaban), fuayede çalan "lili marleen" şarkısı, karabasan kesifliğinde ışık tasarımı (mahmut özdemir) ve boşluğu ustaca kullanan reji (yiğit sertdemir) sayesinde askerden dönmüş beckmann'ın ölüm ile kalım arasındaki mücadelesine tanık oluyoruz.

oyunda binbaşı ile cebrail'i (maskeden tanınmıyor olsa da) aynı oyuncunun canlandırması "anlamlı" olmuş! benzer bir örtüşme, kabare müdürü ile tanrı aynı kişiye oynatılarak da yaratılmış.
beckmann'ı canlandıran yiğit sertdemir başta olmak üzere bütün oyuncu kadrosu başarılı.

yeni yıla girmeye hazırlandığımız bu "neşeli, ışıklı, eğlenceli" günlerde seyirciye ayna tutan, seyirciyi karanlıkta, soğukta, kapının dışında bırakan cesaretli rejisiyle görülmeye değil yaşanmaya değer bir oyun "kapıların dışında".
ocak ayında da kumbaracı50'de.

1 yorum: